George Russell, Mercedes’te Lewis Hamilton ile geçirdiği üç yıl boyunca öğrendiği en büyük dersin, Hamilton’ın pist dışındaki duruşu ve rol model olarak sergilediği tutum olduğunu açıkladı.
Lewis Hamilton, geçtiğimiz hafta sonu Abu Dabi Grand Prix’siyle Mercedes’teki 12 yıllık kariyerine son verdi. Bu veda, Hamilton’ın 2025 sezonu itibarıyla Ferrari’ye katılacağını duyurmasının ardından geldi. Ferrari’de Charles Leclerc ile takım arkadaşı olacak Hamilton, kariyerinde yeni bir sayfa açmaya hazırlanıyor.
Formula 1 tarihindeki en başarılı sürücü olarak kabul edilen ve 100’ün üzerinde grand prix zaferine imza atan Hamilton, yalnızca pistteki başarılarıyla değil, saha dışındaki etkileyici duruşuyla da biliniyor. Bu yönüyle Mercedes’teki genç takım arkadaşlarına da önemli dersler verdi.
Russell’ın Hamilton Hakkındaki Düşünceleri
Russell, Hamilton ile aynı takımda geçirdiği yıllarda kazandığı en büyük deneyimin, onun bir “rol model” olarak nasıl davrandığını öğrenmek olduğunu söyledi:
“Sanırım ilk elden bir rol modelin nasıl olduğunu görmek benim için çok öğretici oldu.”
“Lewis’ten anladığım en önemli şey, hepimizin sahip olduğu bu platformu doğru şekilde kullanmamız gerektiği.”
Russell, özellikle genç izleyicilerin kendilerini nasıl algıladığını daha iyi fark ettiğini belirtti ve Hamilton’ın bu konudaki hassasiyetine dikkat çekti:
“Bu durum, genç yeğenlerim ve onların TikTok, YouTube ve Netflix gibi platformlarda izledikleri içerikleri gördüğümde daha da anlam kazandı. Toto [Wolff]’un oğluyla biraz vakit geçirdim ve onun arkadaşlarının bile Netflix’te gördükleri şeylerden etkilenmiş olduğunu fark ettim. Gençler, bizim zaferleri nasıl kutladığımızı, kayıplarla nasıl başa çıktığımızı izliyor ve bundan ilham alıyorlar.”
Russell, Hamilton’a çocukken duyduğu hayranlığın, şimdi kendi sorumluluklarını anlamasında ne kadar etkili olduğunu da vurguladı:
“Küçükken Lewis ile bir fotoğrafım vardı ve ona o zaman hayranlıkla bakıyordum. Bugün, tüm bu çocukların bize aynı şekilde baktığını biliyorum. Bu yüzden, bir şeyleri nasıl ifade ettiğiniz ve nasıl temsil ettiğiniz büyük bir önem taşıyor.”
Hayranlık ve İlham
Russell, Hamilton’ın yalnızca pistteki performansıyla değil, aynı zamanda saha dışındaki tavırlarıyla da milyonlarca insana ilham verdiğini söyledi. Hamilton’ın, zaferler ve yenilgiler karşısındaki tutumunu şöyle değerlendirdi:
“Bazen, milyonlarca insanın sizi izlediği bir durumda gerçekten bir şeyler ifade etmek istiyorsanız, bunu nasıl yaptığınız büyük bir önem taşıyor. Lewis’in bu konudaki farkındalığı ve temsil şekli, herkes için bir örnek.”
2011 ve 2012’deki Hamilton’ı hatırlıyorum da, saf hız anlamında 2008-2018 arası olan en üst seviyesinin belki de en net zirvesindeyken bile kafa olarak çok gerideydi. Bu gözler bildiğin Instagram’dan telemetri verisini paylaştığını gördü. Mercedes’e geçtikten sonra doğru bir ortamda, ki Lauda’nın bunda payı çok büyük, nasıl bir pilot haline geldiğini görmek müthişti. Hala zayıf noktaları vardı ama 2016 sezonunda yediği tokattan sonra iyice komple bir pilot haline geldi. Bu “tokat”tan kastım Rosberg değil. 2015’te şampiyon olduktan sonra saldığı ve kronik problemlerine ciddi anlamda odaklanmadığı anların kendisine geri dönüşünden bahsediyorum. Tabii ki o sezonda kendisine hiçbir şekilde bağlı olmayan mekanik sorunlar da yaşadı ancak potansiyeli, kapasitesi o talihsizliklerden de dönecek bir seviyedeydi. 2017’de ise bugün bildiğimiz Hamilton başladı ve devamını zaten hepimiz biliyoruz.
Vasseur’ün dediği gibi, özellikle 2017’den bu yana, tek başına bir şirket veya takım gibi davranması ve tüm hafta sonunu, kariyerini, hatta kariyerini en ince ayrıntılarına kadar hesaplaması kendisinden alınacak en büyük ders.