Formula 1’de değişim rüzgarları: Verstappen’i 2026’da neler bekliyor?
Formula 1’in yakın tarihindeki en köklü değişimlerden biri, Max Verstappen’in 2026 sezonuna başlarken karşısına çıkacak. Sadece 12 ay öncesine kıyasla Verstappen’in yeni bir aracı, yeni güç ünitesi, yeni takım patronları, yeni takım arkadaşı, yeni garaj ekibi ve Red Bull’un Avusturya merkezli yönetiminin artan etkisi olacak.
Uzun süredir takımın ön saflarında yer alan Christian Horner ve Helmut Marko’nun görevden ayrılmasıyla birlikte, Red Bull’da takım patronu Laurent Mekies ve şirket CEO’su Oliver Mintzlaff liderliğinde yepyeni bir dönem başlıyor. Ancak değişim, Red Bull’un hiyerarşisinin daha alt kademelerine kadar uzanıyor ve bu da Verstappen’i doğrudan etkiliyor. Verstappen’in baş mekanikeri Matt Caller, eski Red Bull sportif direktörü Jonathan Wheatley ile birlikte Audi’ye katılıyor. Ayrıca performans mühendisi Tom Hart’ın Williams’a geçeceği konuşulurken, kontrol mühendisi Michael Manning ve güç ünitesi mühendisi David Mart da takımdan ayrılıyor.
Bunun ötesinde, uzun süredir Verstappen’in yanında olan yarış mühendisi Gianpiero Lambiase’nin de doğrudan yarış mühendisliği görevinden çekilerek yarış operasyonları başkanlığına tam zamanlı odaklanabileceği belirtiliyor. Tüm bu gelişmeler, Verstappen için neredeyse hiçbir şeyin aynı kalmayacağını gösteriyor.
Rakipler fırsat kolluyor
Hayatta değişimin bazen dinlendirici olduğu söylense de, rakip takımlar Verstappen’in karşılaşacağı yeni unsurların sorun yaratması halinde, dört kez dünya şampiyonunu Red Bull’dan koparmak için fırsat kollayacak. Verstappen’in sözleşmesinde yer alan ve performansa bağlı olarak devreye girdiği belirtilen çıkış maddesi — yaz arasına kadar şampiyonada ilk iki dışında kalması halinde geçerli olacağı iddia edilen bu madde — Red Bull için kolayca karşılanabilecek bir şart değil.
Tüm bu faktörlere rağmen, yaşanan değişimlerin ve zorlu bir sezonun Verstappen’in ayrılacağı anlamına gelmesi yanlış olur. Çünkü Red Bull’da değişim rüzgarları geçen sezonun ikinci yarısında zaten başlamıştı ve Verstappen, Mekies yönetiminde yaşadığı bu değişimden keyif aldığını belirtmişti.
Verstappen, Abu Dhabi sezon finalinde “Şu anda harika bir atmosferimiz var. Gerçekten iyi bir ivme yakaladık — pozitif enerji, inanç, güven — ve bu, önümüzdeki yıla girerken tam olarak istediğimiz şey,” ifadelerini kullanmıştı. Ancak Formula 1’de hafızalar çok kısa, son yarıştaki performansınız kadar iyisiniz.
Abu Dhabi’de Red Bull’un sezonun son bölümünde en hızlı takım olarak öne çıktığı ve Verstappen’in sadece iki puan farkla şampiyonluğu kaçırdığı o olumlu hava, ancak 2026’daki ilk testlere kadar sürecek. Çünkü o noktada Red Bull’un kendi güç ünitesiyle yarışacağı yeni dönemin gerçekleri belirleyici olacak. Sezon iyi başlarsa işler yolunda devam edecek, ancak aksi durumda nasıl bir tablo ortaya çıkacağı kestirilemiyor.
Zorlu bir süreç kapıda
2026’daki rekabet dengesi şu anda herkes için belirsiz. Mercedes’in yılın başında öne çıkan üretici olacağı genel kabul gören bir görüş olsa da, geri kalan takımlar arasındaki sıralama için kesin bir öngörü yapmak mümkün değil.
Red Bull’un kendi güç ünitesi projesi, çok sayıda eski Mercedes çalışanının transferiyle güçlendirildi ve kaynaklara göre kötü bir durumda olmasa da, en iyi performans ve dayanıklılığın yakalanması konusunda başlangıçta bazı sıkıntılar yaşanabilir. Verstappen, takımının sezona güçlü bir başlangıç yapıp hemen üstünlük kurmasını beklemiyor; bu nedenle beklentiler konusunda bir uyumsuzluk yaşanmayacak.
Ancak Verstappen’in görmek istediği şey, güç ünitesi projesinin onu kısa sürede zirveye taşıyacak adımları atabileceğine dair bir inanç ve bir süreliğine arka sıralara demir atmayacağına dair güvence. Şu anda bilinmeyen ve Verstappen’in geleceğini belirleyebilecek en önemli unsur ise, Red Bull’un işler yolunda gitmezse daha zorlu bir ortamda nasıl hareket edeceği.
Red Bull’da, 2026 başında işlerin kolay olacağına dair hiçbir rehavet yok. Tüm takımlar, yeni teknik kurallara uyum sağlamak için büyük bir mücadeleyle karşı karşıya. Mekies de yakın zamanda yaptığı açıklamada, “Oraya gidip doğrudan zirvede olacağımızı düşünmek safça olurdu. Çok zorlu birkaç ay, uykusuz geceler ve baş ağrıları bizi bekliyor,” ifadelerini kullandı.
Mekies’in “acı” olarak tanımladığı 2026’daki bu süreç, onun Red Bull’daki göreve 2025’in ortasında başlamasıyla birlikte, geçen sezonun ikinci yarısında sadece hafif dokunuşların yeterli olduğu bir dönemi de beraberinde getirdi. Horner’ın son kez takım patronu olarak görev yaptığı yarış, Temmuz’daki Britanya Grand Prix’siydi. Verstappen, burada Monza için geliştirilen düşük yere basma kuvvetli güncellemeyle pole pozisyonunu aldı ve bu paket, Eylül’deki kritik İtalya GP zaferinin temelini attı.
Red Bull’un sezonun ikinci yarısında toparlanmasında nelerin etkili olduğu sorulduğunda Mekies, “Bu, Milton Keynes’te göremediğiniz 2000 kişinin asla pes etmemesinin sonucuydu,” dedi.
Ne Mekies ne de Mintzlaff, henüz gerçekten zorlu bir sınavla — aracın veya güç ünitesinin beklenenin altında olduğu, yön değişikliğinin veya siyasi hamlelerin gerektiği bir durumla — karşı karşıya kalmadı. Böyle bir durumda, işler yolunda gitmezse takım içinde suçlamaların olup olmayacağı ve paketin bir bölümünün zayıf kalması halinde takım bütünlüğünün korunup korunamayacağı merak konusu.
Güç ünitesi departmanı, takımın zayıf noktası olursa suçlanacak mı? Şasi beklenen seviyede olmazsa teknik direktör Pierre Wache baskı altında kalacak mı? Mekies veya Mintzlaff, Verstappen veya onun yönetiminden baskı görecek mi, yoksa kendileri radikal değişikliklere yönelme ihtiyacı hissedecek mi?
İstikrar arayışı
Son dönemde Marko’nun ayrılığı — yıllar boyunca Verstappen ve ekibi için önemli bir danışman olan Marko — takım içindeki dinamikleri de değiştiriyor. Bir yandan bu ayrılık, Mintzlaff’ın takımı kendi yöntemleriyle yönetme ve yeni bir sayfa açma isteğini gösteriyor.
Marko’nun ayrılış nedenleri biliniyor: Genç pilot programındaki tek taraflı kararları, üst düzey Red Bull yönetiminde rahatsızlık yaratan medya önündeki aşırı görünürlüğü ve Katar sonrası Kimi Antonelli hakkında yaptığı açıklamaların yol açtığı tartışmalar, onu savunmasız bıraktı. Red Bull hissedarlarının Abu Dhabi GP’sinden sonraki günlerde Marko’yu emekliliğe ayırma kararı aldığı, ayrıca Marko’nun geçen hafta sonu Horner hakkında Hollanda basınına yaptığı açıklamaların da bu kararda etkili olduğu anlaşılıyor.
Mintzlaff, bu hafta ServusTV’ye yaptığı açıklamada Marko’nun “çok açık sözlü” ve “çok inatçı” olduğunu belirtirken, Red Bull Avusturya’nın Formula 1 takımında daha fazla istikrar ve hesap verebilirlik sağlama isteğiyle Marko’nun “kontrolsüz” davranışlarının artık uygun görülmediğine dikkat çekti.
Her ne kadar “istikrar” kelimesi Verstappen’in önümüzdeki sezon başında yaşayacaklarını tam olarak tanımlamasa da, Red Bull’un Verstappen’i uzun vadede takımda tutmak için sakin bir ortam sağlama arzusu belirleyici olabilir. Verstappen, yarış kazandıran bir araca sahip olma arzusunun yanı sıra, pist dışı politikalarla uğraşmak ve işlerin yolunda gitmesi için mücadele etmek istemeyen bir isim. Etrafında gereksiz sorunların en aza indirildiği bir ortamda mutlu olmayı tercih ediyor.
Verstappen, her şeyden önce yarışmayı seven bir pilot; ve bunu kendisini mutlu eden şekilde yapabildiği sürece, sonucun her şey olmadığını düşünüyor. Abu Dhabi sonrası yaptığı değerlendirmede, “Kazanan olmak her zaman daha güzeldir. Ama dürüst olmak gerekirse şu anda burada, geçen yıl bu zamana kıyasla kendimi daha iyi hissediyorum. Çünkü geçen yılın ikinci yarısı da zaman zaman oldukça zorluydu. Gururunuzu farklı şekillerde yaşarsınız. Kendimle mutluyum ve gelecek yıl becerilerim veya başka bir şey için endişelenmem gerekmiyor. Yani, kendimi iyi hissediyorum,” ifadelerini kullandı.
Yarış keyfi belirleyici olacak
Verstappen’in mutlu olma isteği, 2026’da yaşanacakların seyrinde bir başka önemli unsuru daha gündeme getiriyor: Yarışların kalitesi. Hiç kimse gelecek yıl Formula 1 araçlarının nasıl performans göstereceğinden ve özellikle pist üstü mücadelelerin, Formula 1’in bilinen saf rekabeti mi yoksa enerji geri kazanımı ve batarya yönetiminin belirleyici olduğu bir ekonomi yarışına mı dönüşeceğinden emin değil.
Eğer ikinci senaryo gerçekleşir ve Verstappen hem sonuç almakta zorlanır hem de Formula 1’in geldiği noktadan keyif almazsa, Red Bull’daki iyi atmosfer ya da diğer takımların ilgisi, onu grand prix yarışlarına devam etmeye ikna etmeye yetmeyebilir.
Bu durumda, Verstappen’in GT takımıyla ilgili diğer tutkusu — bu hafta tekrar testlere çıktığı unutulmamalı — odağını değiştirmesine yol açabilir ve yıllardır gördüğümüz en büyük değişim, bir Formula 1 arasına veya dayanıklılık yarışlarına geçişle yaşanabilir.
Kaynak: The Race // https://www.the-race.com/formula-1/verstappen-faces-massive-red-bull-reset-beyond-marko-and-horner/

