Liam Lawson, bu sezonun başında Red Bull’un ana takımıyla geçirdiği iki yarışlık dönemin, Formula 1’deki yeteneklerinden şüphe duymasına yol açamayacak kadar kısa olduğunu savundu.
Yeni Zelandalı pilotun Red Bull’un ana ekibiyle macerası kısa sürdü; sezonun açılışındaki çifte yarışta puan alamamasının ve performans olarak geride kalmasının ardından Racing Bulls’a geri gönderildi.
Yuki Tsunoda ile yer değiştirdikten sonra Lawson’ın durumu pek iyileşmedi; Japonya’da 17., Bahreyn’de ise kazalarla dolu bir yarışın ardından 16’ncı oldu. Ancak Lawson, yaşadığı sorunların özgüven kaybına bağlı olmadığını, bunun yerine Racing Bulls’un VCARB 02 aracına hâlâ alışmaya çalıştığını belirtti.
Lawson: “Özgüvenimde hiçbir değişiklik olmadı”
Lawson, Suudi Arabistan’da yaptığı açıklamada, “Dürüst olmak gerekirse, özgüven açısından yıl başından beri hiçbir şey değişmedi. O iki yarışta kendimi değerlendirip ‘Tanrım, bu arabada gerçekten zorlandım, yeteneğimi kaybettim’ diyecek kadar zaman geçirmedim. Öyle bir şey değildi. Birçok faktörden dolayı oldukça karışık geçen iki yarış yaptım, ama özgüven açısından bu pek bir şey değiştirmedi. Yeni bir arabaya, takıma alışmak ve bunu olabildiğince hızlı yapmakla ilgiliydi. Odak noktam gerçekten bu oldu. Özgüven açısından, dürüstçe söyleyeyim, her zaman hissettiğim gibiyim,” dedi.
Lawson, son iki yarışın simülatörde yeniden üretilemeyen koşullarda yapılmasının, hız kazanma çabalarını zorlaştırdığını vurguladı:
“Dürüst olmak gerekirse, lastikler ve ayarlarla biraz zor bir yıl gibi hissediyorum. Isınma açısından çok farklı koşullar yaşadık. Japonya çok soğuktu, Bahreyn ise çok sıcaktı. Lastiği ideal şekilde hazırlamak tamamen benzersiz bir şey ve bunu simülatörde gerçekten canlandıramazsınız. Gerçek hayatta karşılaştığınız, simüle edemeyeceğiniz koşullarla yüzleşiyorsunuz. Bu yıl, geçmiş yıllara kıyasla simüle edemediğimiz şeyler daha büyük bir zorluk oldu. Aracın ayarı konusunda simülasyon yapabiliyoruz ve bence bu konuda oldukça iyi bir noktadayız, ama gerçekten üzerinde çalışamayacağınız diğer şeyler oldukça zorlayıcı olabiliyor.”
Akşamları ağlamıyorsa hiçbir şey bilmiyorum