Helmut Marko: Red Bull’un Perde Arkasındaki Gücü
Red Bull’dan ani bir şekilde ayrılan Helmut Marko, yakın arkadaşı Dietrich Mateschitz’in motor sporları hayallerini gerçeğe dönüştüren isim olarak öne çıkıyor. İkilinin yolu ilk kez 1969 yılında kesişti. O dönemde Marko, yükselişte olan genç bir pilotken, Mateschitz ise iki yaş küçük bir Formula 1 hayranıydı. Marko’nun katıldığı bir tırmanma yarışında tanışan ikili, kısa sürede yakın dost oldu ve bu dostluk, Mateschitz’in 2022’deki vefatına kadar sürdü.
Marko’nun Red Bull’daki rolünü anlamak için bu geçmişi bilmek gerekiyor. Marko, şirkette hiç kimseye – hatta Mateschitz’e bile – rapor vermedi; yalnızca danışmanlık yaptı. Mateschitz ona tam yetki verdi. Genç pilot programının yönetiminin ötesinde, Red Bull’un eski Jaguar takımını devralmasının ardından Formula 1 takımını ayağa kaldıran temel isim yine Marko oldu.
Takımın mevcut yönetimine nasıl bir yol izleneceğini net bir dille aktaran Marko, bu yaklaşımıyla bazı yöneticilerin tepkisini çekip ayrılmalarına neden oldu. Açık sözlü tarzı ve gereksiz işlerle uğraşmaktan hoşlanmayan yapısıyla tanınsa da, Marko’nun mizah anlayışı ve derin yarış bilgisi de paddokta sıkça övülüyor.
Pilot seçimi Marko’nun uzmanlık alanıydı. Ancak sadece yetenekle de sınırlı kalmadı; destekleyici özellikleri de her zaman göz önünde bulundurdu. Red Bull Genç Pilot Programı, yıllar boyunca acımasız yapısıyla ün kazandı. Bu program, alt serilerde birçok pilota fırsat tanıdı ancak bu yolculukta kalıcı olmak hiç kolay değildi. Red Bull’un hedefi, yalnızca Formula 1 seviyesinde pilotlar değil, geleceğin dünya şampiyonlarını bulmaktı.
Marko, bu konuda şöyle bir açıklama yapmıştı: “Elediğimiz pilotlar için çok eleştiri alıyorum ama çoğu, Formula 1’e çıkamasalar da, bizim desteğimiz olmadan asla ulaşamayacakları şekilde profesyonel yarışçı olarak yılda yüz binlerce euro kazanıyor.”
Marko, kamuoyu ilişkilerinin hakim olduğu padokta alışılmışın dışında bir figürdü ve onun gazetecilerle konuştuğunu gören Red Bull çalışanlarının hızla harekete geçmesi çoğu zaman eğlenceli anlara sahne oluyordu.
Bir keresinde Suzuka’daki Red Bull takım ünitesinde Christian Horner ile sohbet eden bir gazeteci, Marko ile konuşmaya başladığında Horner’ın “Eyvah…” şeklindeki tepkisi, takımın enerjisini özetler nitelikteydi. Marko, Mateschitz döneminde Red Bull’un ana enerji kaynağıydı ve takımın ruhunun ayrılmaz bir parçasıydı.
Marko, eski dönem Formula 1 anılarını da paylaşan önemli bir kaynak. Eski pist rakibi ve daha sonra yakın arkadaşı olan Niki Lauda’nın Enzo Ferrari ile ilk görüşmelerine ve ardından yaşanan ayrılık sürecine de eşlik etti.
Bu deneyimi, kendi geçmişine dayanıyor. 1972 Fransa Grand Prix’sinde yaşadığı ağır kaza sonucu bir gözünü kaybetmeden hemen önce, Ferrari Formula 1 ve spor otomobil pilotu olarak açıklanmak üzereydi. Marko, hukuk eğitimi almış, sanat hamiliği yapan, ressamlık ve ağaç yetiştiriciliğiyle ilgilenen çok yönlü bir isim. Onun, genellikle sadece açık sözlü ve acımasız bir yönetici olarak algılanmasının ötesinde çok daha derin bir kişiliği var.
Ancak Marko, hukukçu ailesinin altın zincirlerini reddeden bağımsız ruhunu her zaman korudu. Motor sporlarında onun gibisi bir daha zor gelir.
Kaynak: The Race // https://www.the-race.com/formula-1/helmut-markos-f1-legacy-much-more-than-being-ruthless/

