T24, Formula 1 yarışlarına ev sahipliği yapan İstanbul Park pistinin son ihalesinin, ihale şartlarında ortaya konan maddelerin gerçekleştirilmediği gerekçesiyle mahkeme tarafından iptal edildiğini duyurdu.
T24’ten Cengiz Anıl Bölükbaş’ın hazırladığı habere göre Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Milletvekili Oğuz Kaan Salıcı’nın 4 milyar liralık kamu zararıyla gündeme getirdiği, Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından 2 Nisan 2024 tarihinde düzenlenen İstanbul Park Yapım ve Onarım Karşılığı Kiralama İhalesi, İstanbul 11. İdare Mahkemesi tarafından iptal edildi. Mahkeme, ihaleyi hukuka aykırı buldu.
İstanbul Tuzla Tepeören Mahallesi’nde bulunan ve Formula 1 yarışlarına ev sahipliği yapan İstanbul Park ihalesini, Türkiye Futbol Federasyonu Yönetim Kurulu üyesi de olan Lale Cander’in sahibi olduğu Can Bilim Eğitim Kurumları A.Ş kazanmıştı.
Mahkeme ‘dur’ dedi
Pistin eski işletmecisi Eylül Girişim Gayrimenkul Tarım San. ve Tic. A.Ş tarafından ihalenin iptali istemiyle açılan dava 31 Aralık 2024’te sonuçlandı. Görülen dava sonucunda İstanbul 11. İdare Mahkemesi; mevcut imar durumu ile ihale şartnamesindeki değişikliklerin yapılmasının mümkün olmadığına, ihaleyi kazanan şirketin ihale şartnamesinde yazılı süre içerisinde Formula 1 yarışlarının ülkemizde düzenleneceğine dair protokolü Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne sunamadığına ve en önemlisi de ihalenin rekabetçi olmadığına dikkati çekerek ihaleyi iptal etti.
“İmar planı yapılması gerekir”
Mahkeme iptal gerekçesinde şu tespitlere yer verdi:
“Ülkemiz ve bölge için bu türde büyük bir ihaleye çıkılmasına karar verilmesi ve akabinde ihale ilanı yapılması için öncelikle titiz bir inceleme ve değerlendirme yapılarak, bir çok hazırlık aşamasından geçmek suretiyle kesinlik içerir şekilde, altyapısının hazırlanması, kurumlarla iletişime geçilmek suretiyle görev ve yetkilerinde bulunması hasebiyle ancak ilgili idarelerce yapılabilecek/yapılması gereken prosedürün tamamlanması ve sonrasında ihale ilanına gidilmesi gerektiği kanaatine varılmaktadır. Yukarıda da ifade edildiği üzere bir bölgenin yerleşime açılarak kamuya sunulması için, nüfus ve yapı yoğunluğu ile trafik yoğunluğu getirmesi nedeniyle, imar planlarının yapılması gerekmektedir.
“Kamu kaynakları israf edilecek”
Somut olay özelinde değerlendirme yapıldığında da taşınmazda alışveriş merkezi gibi mahaller/yapılar yapılması öngörüldüğünden, öncelikle alanın plan değişikliğinin yapılarak bu fonksiyonların/yapıların yapılabileceğinin ortaya konulması akabinde ihaleye çıkılmasına karar verilmesi ve buna dayalı olarak ihale ilanının yapılması gerekmektedir. Aksi halde henüz imar planlarının yapımının mümkün olup olmayacağı belirsiz bir durumla ilgili olarak ihaleye çıkılmasının kamunun kaynaklarının verimsiz kullanımına sebebiyet verebileceği, hatta planın yapılmaması/yapılamaması halinde ihalenin iptal edileceği şartı yer aldığından kamuda israfın oluşması sonucunu doğuracağı dikkate alındığında, ihaleye çıkılmasında ve ihale ilanında beklenen kamusal yararın ortaya çıkmayacağı sonucuna ulaşılmaktadır.
“Rekabet oluşmadı”
İmar planlarının/plan değişikliklerinin yapımının bir çok süreçten geçmek suretiyle hazırlandığı ve planların hazırlık evresi ve onayının belli bir süre gerektirdiği, yine plan yapılırken bir çok kurumdan görüş alınması ve bu görüşlerden bazılarına aynen uyulması gerektiği dolayısıyla bu kadar karmaşık ve uzun bir süreç isteyen bir hususun yüklenici dışında bir çok kurumun irade ve inisiyatifinde olması, bir başka deyişle yüklenicinin iradesi ve imkanı dışında kamu idarelerinin tamamen tasarruf ve yetkisinde olması nedeniyle bu şekilde bir şartla ihaleye girmek isteyen kişi ya da kurumlarda ihaleye girip girmeme konusunda tereddüte yol açacağı ve dahi bir çoğunun ihaleye girmemesine sebebiyet verebileceği, bunun da ihalenin temel ilkelerinden olan rekabetin oluşmasını engelleyeceği açıktır. İhaleye çıkılması kararına ve ihale ilanına konu alışveriş merkezi gibi yapılara ilişkin olarak, gelinen aşamada dahi yapılmış bir imar planı değişikliğinin bulunmadığı görülmektedir.
“Formula 1 yarışları getirilemedi”
Davaya konu ihale kararı ve ilanı ile Formula 1 yarışlarının ülkemize getirilmesinin amaçlandığı, bu amaçla ilgili olarak meclis kararında birtakım şartlar belirtildiği görülmektedir. Bu şartlara göre ihale ile ilgili sözleşmenin imzalanmasını müteakip bir ay içinde ilgili kuruluşla yarışların Türkiye’ye getirilmesi hususunda protokol imzalanması gerekmekte olup sonraki senelerde de her yıl bu yarışın ülkemizde yapılmasının sağlanması aksi halde tazminat alınacağı belirtilmiştir. Nitekim aradan uzun bir zaman geçmesine karşın gelinen aşamaya kadar yarışların taşınmazda yapılacağına dair bir anlaşmanın ortaya konulamadı.
Salıcı, 4 milyarlık kamu zararı olduğunu açıklamıştı
CHP İstanbul Milletvekili Oğuz Kaan Salıcı, yaptığı açıklamalar ile ihaledeki usulsüzlüklere dikkat çekmişti. İhaleyi kazanan Can Bilim Eğitim Kurumları A.Ş tarafından Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne sunulan teminat senedinin sahte olduğunu söyleyen Salıcı, ihale dosyasına sahte teminat senedi sunularak kamunun 4 milyar TL zarara uğratıldığına dikkat çekerek, sahte teminat senedinin geçerli kabul edilmesine Bakan Mehmet Nuri Ersoy’un göz yumduğunu söylemiş ve Bakan Ersoy’u istifaya davet etmişti.
Salıcı, Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni by-pass ederek, kentin su ihtiyacını karşılayan Ömerli Barajı’nın yer aldığı Ömerli Havzası’ndaki Formula 1 pistinin bulunduğu arazinin mevcut imar planındaki 0,05’lik emsalinin “kamu yararı” gerekçesiyle yüzde 250 oranında artırılarak 0,15’e yükseltilmesi için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan talepte bulunduğunu açıklamış, bu bölgede 324 bin metrekarelik yeni bir inşaat alanının oluşacağını, bu değişiklikle 18.4 milyar TL’lik bir imar rantı oluşacağını söylemişti.
Salıcı: Hangi taşı kaldırsanız altından Bakan Ersoy çıkıyor
Salıcı T24’e yaptığı açıklamada ise şunları söyledi:
“Kültür ve Turizm Bakanı Ersoy’un sicili kabardı. Görevden alınmayı beklemeden istifa etmeyi bilmeli. Son dönemde hangi taşı kaldırsanız altından Bakan Ersoy çıkıyor. Yolsuzluk iddiaları ile anılan Yunus Emre Enstitüsü’ne bakıyoruz, mütevelli heyetinin başkanı Bakan Ersoy; Kartalkaya’da 38’i çocuk 78 canımızı yitirdiğimiz yangında ihmali olanlara bakıyoruz, başı çekiyor. Turizm tesis belgelerinin nasıl verildiği ise ayrı bir muamma, sayfa sayfa gazeteler yazıyor. Daha önce kendi şirketinde danışman olarak çalıştırdığı kişiyi alıp Bakanlığına genel müdürü olarak atıyor, bu kişi ile ilgili iddialar ise Bakan Ersoy’dan geri kalmıyor.”
“Sessizliğinin sebebinin bu araziden kaynaklı rant olduğunu biliyorum”
Formula 1 pisti ile ilgili ihaleyi en baştan beri yakından takip ediyorum. Önce ihalenin sahte kefalet belgesi ile verildiğini öğrendim, belgeleriyle ortaya koydum ve Bakan Ersoy’u istifaya çağırdım. Hatta bunu Meclis komisyonunda yüzüne karşı söyledim ama tatmin edici bir yanıt alamadım. Bakan Ersoy sessiz kaldı. Bakan Ersoy’un bu ısrarının nedeninin Formula 1 olmadığını, bu araziden kaynaklı rant olduğunu biliyorum. Bakan Ersoy’un Bodrum’da bulunan lüks otelinin geceliği 694 bin TL iken o otelden 17 kat büyüklükteki bir alanı, bu ihale ile günlüğünü 365 bin TL’ye yandaşlarına peşkeş çekmeye çalıştı. Ancak yargı bu peşkeşe dur dedi. İtirazlarımızın ne kadar haklı olduğu yargı kararı ile de ispatlanmış oldu. Bakan Ersoy keşke zamanında istifa etseydi de bunca olay yaşanmasaydı, bunca can yitirilmeseydi.”
Haydaa daha kendi içimizde anlaşamiyoruz. F1’i nasıl getirecek bunlar
Daha ilk gün bu konuda bir tuhaflık olduğunu dile getirmiştim. Günün sonunda öyle de oldu.
https://x.com/mrabdullahcelik/status/1775157433880428579?s=19