Liam Lawson, Red Bull’daki erken sezon düşüşünün ardından gösterdiği mental dirençle dikkat çekerken, Formula 1’deki geleceğini güvence altına almasını sağlayan bir diğer önemli detay ise Avusturya Grand Prix’sinde devreye girdi. Haziran sonunda gerçekleştirilen yarışta, Lando Norris’in McLaren’inde benzer bir değişiklikten fayda sağladığı bir yarış sonrası, Lawson da Racing Bulls aracında yenilenmiş bir ön süspansiyon geometrisiyle piste çıktı.
Ön bölümde istediği hissiyatı bulamayan Lawson için, takımın simülatöründe kendisiyle birlikte geliştirilen bu modifikasyon adeta bir dönüm noktası oldu. Lawson, The Race’e verdiği özel röportajda, “İlk sürdüğüm andan itibaren, araçta kendimi çok daha doğal hissettim. Bu fark, geceyle gündüz kadar belirgindi,” ifadelerini kullandı. “Temiz bir hafta sonu geçirmek güzeldi. Daha önce iyi serbest antrenmanlar, birkaç iyi sıralama turları yaşamıştık ama bu sefer hem sıralamada hem yarışta güçlü bir performans gösterebildim. Bu, sezon boyunca ilk kez başıma geliyordu ve büyük fark yarattı.”
Takımın resmi güncelleme bildirimlerinde yer almasa da, dışarıdan neredeyse fark edilmeyen bu küçük değişiklik Lawson’ın o ana kadarki en iyi F1 sonucu olan altıncılığa ulaşmasında etkili oldu. Bu gelişme, sezonun ikinci yarısında artan sıralama ve yarış performansının temelini oluşturdu ve Red Bull yönetimini Lawson’ı 2026 için kadroda tutmaya ikna eden anahtar unsur haline geldi.
Avusturya’daki bu küçük dokunuş, Lawson’a Formula 1’de ilerlemenin yalnızca elindekiyle hızlı olmaktan ibaret olmadığını, detaylara odaklanmanın potansiyelini ortaya koymak için kritik olduğunu gösterdi. Lawson, “Açıkçası, başkalarının ya da Lando’nun da benzer bir şey yaptığını sonradan öğrendim. Bunu en iyi, kartingde yeni bir şasiye oturduğunuzda her şeyi kendinize göre ayarlamanız gibi tarif edebilirim. Pedalları, topuk desteğini, direksiyon açısını, oturma pozisyonunu değiştirirsiniz. F1’de ise çoğunlukla standart ayarları kullanıyorsunuz ve her şeyin mükemmel olmasını bekliyorsunuz. Ancak, sonuçta bu ayarlar herkes için mükemmel değil. Bu yıl, bana uygun küçük değişiklikler yapabileceğimizi ve bunun diğer pilotlarda işe yaramasa bile bana fayda sağlayabileceğini öğrendim,” dedi.
Pes Etmeyen Bir Mücadele
Lawson’ın 2025 sezonu hikayesi yalnızca Racing Bulls aracını teknik olarak doğru noktaya getirmekle sınırlı değil; aynı zamanda zorluklara karşı verilen bir mücadele öyküsü. 23 yaşındaki Yeni Zelandalı, sezonun başında Red Bull tarafından iki yarışın ardından koltuğundan edilerek, daha az dirençli bir pilotun kariyerini bitirebilecek bir durumla karşı karşıya kaldı. Ancak Lawson, bu hayal kırıklığının kendisini yıldırmasına izin vermedi. “Gerçekten çok zorlu bir dönemdi,” diyen Lawson, “Ama bu fırsatın, sadece benim değil ailemin ve çevremdeki birçok insanın yaptığı fedakarlıkların bir sonucu olduğunu biliyordum. O anda gerçekten başka bir seçeneğim olmadığını hissettim.”
Lawson, Racing Bulls koltuğunda kalmayı başarmasının en önemli unsur olduğunu vurguladı: “Yılın başında her şey biraz alt üst oldu ama hâlâ bir araçtaydım. Bu da hâlâ pistte kendimi gösterebileceğim anlamına geliyordu. Rezerv pilotken bunu hiç yapamayacağımı hissediyordum. Toplantılarda Helmut Marko ve Christian Horner’ın yanında kendimi göstermeye çalışıyordum. Bu yıl ise bir koltukta olduğumun farkındaydım ve bunu da sürüşümle gösterebilecektim. Bunu asla unutmamaya çalıştım ve sürekli ilerlemeye odaklandım.”
Rahatlama Hissi
Red Bull’daki gelişmelerden Racing Bulls ile artan performansa, düzenli puanlara ve sezonun sonuna doğru ikinci koltuk için Yuki Tsunoda ile rekabete uzanan Lawson’ın sezonu adeta bir hız trenine dönüştü. Sezonun bitimine yaklaşırken ve 2026 kontratı kesinleşmişken Lawson, üzerindeki baskının azaldığını belirtti: “Şu anda büyük bir rahatlama hissediyorum. Yıla bir planla başladım ama işler her zaman plana göre gitmiyor ve bu yıl yaşananları kesinlikle beklemiyordum. Takıma döndükten sonra adeta kaybettiğim zamanı telafi etmeye çalıştım. Sezon öncesi testlerinde yer almamıştım, bu yüzden başlangıçta zordu. Sonrasında iyi bir denge bulduk ve rahat hissettim. Ancak yıl o kadar yakın geçti ki, her an yüzde yüz hazır olmazsanız bir hafta sonunu kolayca kaçırabiliyorsunuz. Tüm yıl boyunca mücadeleyle geçti. Güzel anlarımız oldu, ama iyi olmayanlar da vardı. Gelecek yıl için hedef, bu kötü anları en aza indirmek.”
Agresif Sürüş Tarzı
Lawson’ın “iyi olmayan” anlarından bazıları, agresif sürüş tarzı nedeniyle yaşanan temaslar ve bunun sonucunda kaçan puanlarla öne çıktı. Özellikle Las Vegas’ta ilk virajda ve Zandvoort’ta Carlos Sainz ile yaşadığı olayda, biraz daha temkinli olmanın uzun vadede daha iyi sonuç getirebileceğini kabul etti: “Her zaman doğru kararı verdiğimi söyleyemem. Bu yıl bazı anlarda ya geri adım atmam gerekirdi ya da gereksiz hasar aldım. Bunlardan ders çıkaracağım. Ancak bu benim tarzım ve beni F1’e taşıyan şeyin de bu olduğunu düşünüyorum. Fazla değiştirmemeye çalıştım ama her zaman öğrenilecek şeyler var ve bu yıl çok şey öğrendim.”
İstikrar ve Gelecek
Lawson’ı 2026 için güçlü kılan en önemli unsur ise kariyerinde ilk kez kış dönemine takım değiştirmeden, bütün odağını sezon başından itibaren yüksek performansa vermesi olacak. “Bu çok önemli,” diyen Lawson, “Geçmişte Red Bull’da araca sezon ortasında ya da sonunda geçiyordum ve hep bir acele hissi oluyordu. Bu yıl başında Red Bull ile sezon öncesi tüm hazırlıkları yapmıştım ve çok daha organize hissediyordum. Ancak yine de bazı şeyler yaşandı. Gelecek yıl ise takımla daha fazla vakit geçirmek çok önemli olacak. Bu yıl bunun faydasını hissettim ve önümüzdeki yıl daha da rahat hissedeceğime inanıyorum.”
Lawson, sezonun ardından dinlenmek ve yaşadıklarını değerlendirmek için fırsat bulacağını, 2026’da daha güçlü olmak için bu deneyimlerden faydalanacağını belirtti: “Her zaman yaşananları değerlendirmek önemli. Ana hedef, yaşananlardan ders çıkarmak. Belki de yılın başında fazla saf davrandım, bunu da öğrenmiş oldum.”
Kaynak: The Race // https://www.the-race.com/formula-1/liam-lawson-interview-new-racing-bulls-deal-2026-f1/

