Mick Schumacher’ın 2026’da IndyCar’a Geçişi: Bilmeniz Gereken Her Şey

Mick Schumacher, 2026 yılında IndyCar’da yarışacak ve böylece 2022’de Formula 1’den ayrılmasının ardından tam zamanlı tek kişilik araç yarışlarına geri dönmüş olacak.

Schumacher, Rahal Letterman Lanigan (RLL) takımı için mücadele edecek. Takımın ortak sahipleri arasında IndyCar efsanesi ve zaman zaman Jaguar F1 takım patronluğu yapmış Bobby Rahal ile ünlü talkshow sunucusu David Letterman yer alıyor. Anlaşma kapsamında Schumacher, ilk kez oval pistlerde de yarışacak.

Schumacher’den ve takımdan neler beklenmeli? F1’den nasıl ayrıldığı ve spor otomobil yarışlarındaki dönemi nasıl özetlenebilir? İşte bilmeniz gerekenler.

Hâlâ F1’de mi olmalıydı?

Mick Schumacher’in kısa süren F1 kariyeri, haksızlık ile hak edilmiş bir ayrılığın arasında kaldı.

Yeterince fırsat verilmedi ya da elindekilerle kötü bir iş çıkarmadı ki orada gerçek bir kariyer yapılamayacağını söylesin. Schumacher, gayet iyi bir grand prix pilotu olabilirdi.

Ancak aynı zamanda, inişli çıkışlı Kevin Magnussen karşısında sürekli üstünlük sağlayamadı ya da tutunamadı ki, gridden düşmesinin çok haksız olduğunu düşünenler çoğunlukta olsun.

Bu, sürücünün ikna edici bir izlenim bırakamaması halinde olabilecek bir durumdur. Mercedes ve Alpine’in onu yakından görmelerine rağmen başka bir yarış koltuğu vermemesi, Haas’in onu haksız yere reddettiği anlamına gelmiyor.

Yine de, F1’de tutulmuş olsaydı, şansı hak ederdi. Zirveleri iyiydi, çalışma disiplini asla sorgulanmadı ve kendisi de sadece soyadıyla değil, ilgi çekici bir kişiydi.

Belki farklı bir ortam ondan daha fazlasını alabilirdi – Haas’in yardımcı olmaması değil, ancak Guenther Steiner’ın tavizsiz yaklaşımının özellikle Mick için faydalı olmadığı iyi biliniyor.

Bununla birlikte, babasının kim olduğu ve başına gelenler göz önüne alındığında, etrafında bir koruma kalkanı oluşturulması üzücüydü – kaçınılmaz ve anlaşılır olsa da bazen aşırıydı.

Sonuç olarak, insanlar muhtemelen gerçekten ilgi çekici, nazik ve samimi bir kişiliğin sadece kesitlerini görebildiler – Mick kendini idare edebilecek, gerektiğinde karşı koyabilecek biriydi ve daha küçük medya grupları ve tanıdık yüzlerle olan iletişimi diğer durumlara göre daha açıktı.

Umarız IndyCar padok’u, onun kendi kişiliğini gösterebileceği ve F1’de sık sık gösteremediği sürücüyü ortaya koyabileceği daha güvenli ve daha az müdahaleci bir ortam olur. – Scott Mitchell-Malm

Mick ve takımı için beklentiler

Mick, F1 padok’una geçiş yaptığında olduğu gibi, performansları ve sonuçları hakkında gerçekçi kalmaya çalışmak bile büyük bir dikkat odağı olacak. Ancak Schumacher bu süreci daha önce yaşadı ve tamamen hazır.

Beklentiler, kariyerinin ayrıntılarını bilmeyen bir hayran kitlesinden gelecek. Temelde, son yıllarda çok az eski F1 pilotu IndyCar’a tam anlamıyla geçiş yaptı ve Marcus Ericsson’ın sabırlı ama somut yükselişi, düzenli yarış galibiyetleri ve Indianapolis 500 zaferi, Schumacher’in örnek alması gereken model.

Bu, eski RLL sürücüsü Christian Lundgaard’ın izinden gitmekle başlıyor – Avrupa’dan geçiş yapıp takıma uyum sağlamak, Graham Rahal’a takım liderliği için meydan okumak – özellikle yarış temposu açısından güçlü bir referans ve daha büyük bir takıma, Lundgaard örneğinde McLaren’a transfer olmak için bazı önemli sonuçlar elde etmek.

RLL, Lundgaard varken yapamadığı şekilde büyüyebilir – birazdan buna değinilecek – böylece Schumacher’in daha büyük bir takıma geçmesine gerek kalmaz, çünkü RLL bunun için gerekli unsurlara sahip.

Ancak F1’e kadar yükselmiş biri olarak Schumacher’in hedefi “IndyCar’da düzenli yarış galibi olmak” olmalı ve RLL’nin bu seviyeye geri dönmesi gerekiyor ki Schumacher’in şansı olsun.

F2’de Mick’i takip ettiğimde, daha çok nötr bir araç tercih etme eğilimi vardı ve mevcut IndyCar araçlarının doğasında bulunan aşırı viraj alma eğilimi onun hoşuna gitmeyebilir. Ancak F1 ve spor otomobil yarışları sayesinde kesinlikle sürücü olarak gelişti.

İndyCar’da sürücüler, birçok başka seriye kıyasla araç ayarlarında daha fazla çeşitlendirme gücüne sahip olduğu için, en iyi performansını ortaya koyacak iyi bir uzlaşma bulma şansı yüksek.

Test eksikliği zorluk yaratabilir ve oval pistler onun için tamamen yeni; ayrıca takım son sezonlarda oval pistlerde kötü performans gösterdi.

Bu durum Schumacher’in lehine olabilir çünkü oval yarışlardan beklenti sıfır olacak, ancak gelişimini de engelleyebilir – bazıları bunun Lundgaard’da da yaşandığını iddia ediyor – bu yüzden ince bir denge ve çok şey 2026’daki takımın aracına bağlı.

Takım açısından, 2019’dan beri bir sezonda birden fazla yarış kazanamadı; o yıl ve ertesi yıl, sürücüler klasmanında iki araç ilk 10’da yer aldı ancak o tarihten sonra sadece 2021 ve 2023’te bir araç ilk 10’a girebildi.

Geçen sezon çaylak Louis Foster, bir pole pozisyonu ve sıralama turlarında heyecan yarattı ancak üst düzey personeli kadroda tutmakta yaşanan yıllar süren zorluklar, takımın rakiplerine kıyasla yarış sonuçları açısından geride kalmasına neden oldu.

Temel mühendislik ekibi her zaman güçlüydü ancak sayıca yetersiz ve son yıllarda çok fazla giriş çıkış yaşandı; rakipler ise teknik ekiplerini katlanarak büyüttü.

Görünüşe göre bu sorunlar ele alınmaya başlandı. Geçen yıl eski IndyCar başkanı Jay Frye takım başkanı olarak göreve getirildi, şimdi ise şampiyonluk kazanmış en iyi mühendislik beyinlerinden Gavin Ward, belirsiz bir görevle “takım içinde dolaşıp sorunları çözmek ve geliştirmek” için kadroya katıldı.

Ward, F1’de Red Bull için yarış mühendisi olarak görev yaptı, Adrian Newey’nin yanında aerodinamikçi olarak yetişti ve 2019’da Josef Newgarden ile ilk IndyCar şampiyonluğunu kazandıktan sonra McLaren’a geçip takım patronu oldu.

2025 sezonu öncesinde McLaren tarafından kenara çekilene kadar aktifti; şimdi ise birçok talip arasından RLL’yi seçti.

Eski IndyCar patronu Brian Barnhart da operasyonlardan sorumlu kıdemli başkan yardımcısı olarak ve pit stop yöneticisi Kyle Sagan da McLaren’den RLL’ye geçti.

RLL’nin IMSA tarafı BMW ile olan anlaşmasını kaybetti ancak McLaren ile yeni bir GT anlaşması imzaladı; bu, BMW’nin World Endurance Şampiyonası’ndaki hiper otomobil ortaklığının WRT’ye devredilmesinden sonra gerçekleşti.

Bu durum, RLL’nin IMSA programından IndyCar’a küçük bir personel transferi yapabilmesine olanak sağlıyor. Genellikle iki program arasında personel rotasyonu yapılıyordu. 2026’da RLL’nin öncelikli programı kesinlikle IndyCar olacak.

Bütün bu gelişmeler, RLL’nin hemen yarış ve şampiyonluk kazanan bir takım olacağı anlamına gelmiyor. Ancak sağlam temeller atılıyor ve kim bilir? Kalite artışı sayesinde takımın kısa sürede toparlanma şansı var.

Mick çaylak olabilir ama RLL kadrosunu kesinlikle önemli ölçüde güçlendirdi; takımın 2022’de üç araca çıkmasından bu yana en iyi hali olabilir. – Jack Benyon

Schumacher WEC’de ne kadar iyiydi?

Schumacher, 22 Kasım 2023’te Alpine WEC sürücüsü olarak resmen açıklandı.

Bir yıl yarışlardan uzak kalmasının yeteneğini köreltemediğini kısa sürede gösterdi. Sıklıkla sıralama turlarında ve yarışın son bölümlerinde görev aldı; dayanıklılık yarışlarında kariyer inşa etmek için gerekli tüm unsurlara sahipti, özellikle Alpine ekibi ona her türlü kolaylığı sağlayarak öne çıkmasını mümkün kıldı.

“Kendini ön planda tutmaya odaklı bir ortamda büyüdü,” dedi takım patronu Philippe Sinault The Race’e birkaç ay önce.

“Ancak dayanıklılık yarışlarında her zaman boş yakıt deposu ve yeni lastiklerle koşmuyorsunuz. Bu, Usain Bolt’a 4x100m bayrak yarışını koşturmaya benziyor.”

“Onun yüksek standartlarını, hem araç içi hem dışı, hemen fark ettik,” diye ekledi Sinault. “Beklentileri çok yüksekti ve herkesi bu seviyeye çıkarmaya itti. Tek şüphemiz takım ruhu ve kolektif zihniyetiyle ilgiliydi – ama bunlar hızla ortadan kalktı.”

Schumacher, disiplinin özel gereksinimlerine hızlıca uyum sağladı ancak tek kişilik araçlar kadar keyif almadı. Sürekli taviz vermek zorunda kalması ve çalışma alanını iki başka sürücüyle paylaşması onu zorladı.

Yine de birçok kez parladı. Çok hızlıydı ve A424’ün dört podyumundan üçünün sorumlusu oldu: geçen yıl Fuji 6 Saat, bu sezon ise Imola ve Spa’da. Ham hızın yanı sıra birkaç üst düzey geçiş de yaptı.

Alpine, son ana kadar onu takımda tutmak için elinden geleni yaptı. RLL ile anlaşma sağlamasaydı, muhtemelen Cadillac Team Jota ya da McLaren United AS’ye katılacaktı; her iki takım da onu bir numaralı hedef olarak belirlemişti.

Ancak tek kişilik araçlara olan çekim, bu cazip tekliflerden bile daha güçlü çıktı… – Thibaut Villemant