Bundan tam 1 ay önce, 25 Ekim 2024 günü, “Yeniden Merhaba” yazısıyla TRF1.net’i yeniden hayata döndürdüğümüzü açıkladığımızı büyük bir mutluluk ve heyecanla sizlere duyurmuştum…
Bu, beklediğim gibi bizi tanıyan eski dostlarımız arasında büyük bir heyecanla karşılandı, güzel geri dönüşler aldık ancak bizi bekleyen sürecin hiç kolay olmayacağını biliyordum.
Hiç kolay olmayacağını biliyordum ancak diğer taraftan bu kadar zor olacağını da asla hayal etmiyordum… Bazı beklentilerim(iz) vardı tabii ancak her şeyin uzun bir süreçte olacağını biliyordu(k), ona göre planlarımızı yapıyordu(k).
Peki yeni TRF1.net’in ilk ayında neler oldu?
Motorsport Türkiye’den ayrılırken, açık bir şekilde bu işlerden tamamen elimi ayağımı çekerek, son 19 yıldır yapamadığım bir şekilde, sadece keyif aldığım sporu bir taraftar olarak izlemeyi, aileme daha fazla zaman ayırmayı planlamıştım. Eylül ayında ayrılacağımı açıklamadan aylar önce ayrılık kararımı çoktan vermiştim… Karşılıklı konuşma sonucunda birkaç ay uzatmaları oynadık ve sonunda aldığım kararın arkasında durdum. Sadece ayrılıyordum…
Ben ayrılma kararı verirken yıllardır kendisi için çok emek verdiğim, kendimden bile üstümde gördüğüm, ilerlemesi için çok çabaladığım ancak bu yazıda adını kullanmayacağım şahıs, kendisinin de ayrılmak istediği konusunda diretti. Ne kadar çok bunu yapmaması gerektiğini söylesem de, isteğinden onu döndüremedim.
Gel zaman git zaman, kendisi TRF1.net’i yeniden açmamız gerektiği konusunda beni ikna etti. Önümüzdeki aylarda evleneceği için, ona “son bir kez abilik yapmak” istedim ve onun için, büyük özverilerle büyüttüğüm ve ölüme terk etmeden başarılı bir şekilde Motorsport evrenine soktuğum TRF1.net ismini geri döndürmeye karar verdim. Daha doğrusu zorla bu doğrultuda ikna edildim…
Sonra ne mi oldu? Benim Motorsport’tan ayrılmaması konusunda günlerce telkinlerde bulunduğum, karşılaşacağı her türlü olumsuzluğu anlatmak için dil döktüğüm ve yıllarca emek verdiğim, TRF1.net’i yeniden açana kadar günlerce “hadi abi ne zaman açıyoruz” gibi mesajlarla darlayan o şahsın bu süreçte onlarca kişiyle arka planda iş yürüttüğünü, ayrıldıktan sonra her birisinden kazık yediğini öğrendim…
Evet, kendisi oradan ayrıldığında her yerden iş yağacağını hayal ediyordu… O tür sözler almıştı ancak hepsi fos çıktı…
Başardığı tek şey ne mi oldu?
Kendisini düşünen tek kişiye, daha doğrusu onun için TRF1.net’i hayata döndüren bana kazık atmak oldu. Hem bana, hem de beni yeniden bir araya getirdiği Emre Baltaoğlu’na, Altay Gök’e, Cem Özel’e, Diabolica’ya…
TRF1.net’i hayata döndürdüğümüz ilk günden itibaren ortalıktan kayboldu, çeşit çeşit bahaneler üretildi… Günün sonunda tükürdüğünü yalayarak, birlikte yola çıktığı insanlara hayatları boyunca hiç unutmayacağı bir kazık attı… Biz birlikte TRF1.net’i kurduğumuzu düşünürken, o aslında üstündeki gömleği hiç çıkarmadan geri dönmüş…
Hayal kırıklığı, psikolojik ve fiziksel çöküş
TRF1.net’i yeniden açarken verdiğim tek söz, teknik açıdan internet sitesini onun için çalışır hale getirmek ve bildiğim kadarıyla gerekli teknik desteği vermekti.
Ancak daha ilk günden her şey % 95 üstüme yıkılmış oldu…
18 yılı aşkın süren amatör F1 gazeteciliği/yazarlığı kariyerimde çok şey başardım… Verilen ancak tutulmayan sözler nedeniyle hayal kırıklıklarım olsa da, manevi açıdan gönlüm rahat bir şekilde bu işten emekli olacaktım.
Öyle bir kazık yedim ki, adeta 19 sene öncesine, 19 yaşıma geri döndürüldüm. O dönemde bu işlere girişirken tamamen çocuksu hayallere sahiptim, günün sonunda neler başarabileceğimi hayal bile edemiyordum… Sadece başlamıştım. Başladım ve dostlarımın desteğiyle, ziyaretçi arkadaşlarımızın bizi tercih etmesiyle güzel yerlere geldim.
Şimdi ise 19 yaşında bir genç değilim, ilgilenmem gereken bir ailem, eşim ve iki çocuğum var…
Sözüne asla itimat edilmemesi gereken bir insan yüzünden, maddi ve manevi çok zor duruma düştüm. Düştük…
Açık konuşayım; yediğimiz kazığın boyutunu, hakkımda sağda solda söylenen palavraları, yalanları, dolduruşları duydukça inanmak istemedim. Yalanlar hayatımızda hep vardı ancak hep alttan aldım. İnsan büyüdükça olgunlaşır ve değişir diye düşünüyordum. Öyle olmuyormuş. Yaşadığım şeyleri ve söylenen yalanları, atılan palavraları duydukça sinirim daha fazla bozuldu…
Yaptığım şeyi çok fazla sorguladım… Neden bu işi yaptığımı, yapmam gerekip gerekmediğini çok fazla sorguladım… Tüm bu kazıkların ardından en kolayı, TRF1.net’i kapatıp, sessiz sedasız ortalıktan kaybolmaktı. Birkaç gün belki sağda solda hakaret yer, bize gerçekten inanan arkadaşların güvenini boşa çıkarır, çok geçmeden unutulur giderdim…
Ancak öyle yapmadım.
Hiçbir zaman bana güvenen dostlarımı yarı yolda yüzüstü bırakmadım. TRF1.net benim çocuklarımdan önce hayatıma giren sanal çocuğumdu… Bir hata yapıp onu değmeyen bir insanın kötü emellerine alet ettim ancak günün sonunda onu ve sevenlerini de yarı yolda bırakmamaya karar verdim.
Bir ay boyunca kimse neler olduğunu fark etmedi. Açılacağımızı söylediğim ilk zamanlarda olumlu tepkiler veren arkadaşların çoğu muhtemelen daha sonra gelip haber okumadı, yorum yapmadı…
İlk gün siteye binlerce arkadaş girmişti. Tabii ki o hype’ın aynı şekilde devam etmeyeceğini biliyordum. İlk haftalarda beklentim düzenli olarak takip eden bir temel oluşturmak, düzenli olarak ilerleyişi sürdürmekti.
Bir ay, 30 gün… Bu süreçte iki Formula 1 yarış hafta sonu, 2 MotoGP yarış hafta sonu oldu…
Bir tarafta normal hayatımı, gerçek işimi yaparken diğer taraftan TRF1.net’te adeta tek kişilik dev bir kadro oldum. Evet yardım eden arkadaşları vardı ama herkesin hayatını idame ettirmesi için çalışması gereken bir işi, sevgilisi, özel hayatı var… Ellerinden geldiği kadar yardımcı oldular, olmaya da devam edecekler ancak bu işin kolay olmadığını, en iyi bilenler de onlar. Onlar da (Altay ve Cem) Emre ve benim gibi o kişiden kazık yediler ve yaşadıklarını hazmetmeleri gerekti.
Bugün 25 Kasım 2024…
TRF1.net’i açalı bir ayı geride bıraktık.
Bir tarafta yediğim kazığı hazmetmeye çalışırken, diğer tarafta siteyi geliştirmeye, gelecek için planlar yapmaya ve siteyi doldurmaya çalıştım…
Bu içeriği hazırlayana kadar bir ayda 742 haber yayınlamışız, 538’ini ben yapmışım… Site olarak günlük ortalama 24, benim için 17/18 haber…
Hiçbir zaman kendimi ön plana çıkarmak gibi bir amacım olmadı, olmayacak da… Amacım sadece neler olduğunu şeffaf bir şekilde bilmeniz…
Bu bir aylık süreçte site tarafında adeta tek kişilik bir kadro oldum. Yukarıda bahsettiğim sayı, diğer mecrada birkaç yarı/tam zamanlı editörün ancak ulaştığı bir sayı…
Bu bir aylık süreçte, daha önce yaşadığım her şeyi bir kenara bıraktım. Her şeyin sıfırdan başladığını kabullendim. Kafam yoruldu ancak içimi boşalttım… Yaptığım şeye kanalize oldum.
Bu yolda bizi bırakmayan, bırakmayacak olan ve her türlü desteği verecek herkese şimdiden teşekkürler. Temeli attım, artık yavaş yavaş ya da kim bilir çok hızlı yükseleceğiz.
19 yaşındaki gencin heyecanıyla ancak 19 yıllık deneyimle sıfırdan başlıyorum…
Çünkü ben Formula 1’i seviyorum.
Birkaç gün önce malum sitede bir haberin yazarı kısmında Abdullah’ın adını anmadığı şahsın ismini gördüğümde içimden şaşırmıştım (bu arkadaş hala burada mıymış diye).
Şimdi bu yazıyı okurken daha ilk cümlelerde bahsi geçenin O olduğunu anladım. Ama ben de isim kullanmak istemiyorum. Çünkü Abdullah’ı bile böyle yarı yolda bırakan insan, bizim gibi (bugüne kadar) kendisini seven insanları neyle suçlar bilemiyorum. “Adımı kullandınız” diyerek sarabilir, hiç belli olmaz. Onun için: no-name.
Tıpkı TRF1’i özel ve güzel kılan yegane şey gibi, bu yazı da çok içten ve samimi olmuş. Hiçbir kar yada menfaat amacı gütmeden,sadece içini dökmek, dertleşmek.
Abdullah’ı 2007’nin başından beri tanırım ben de. TRF1’i canlı tutmak için nerelerde nasıl şartları zorlayarak gece yarıları dahi haber girdiğini, TRF1’i nasıl hayatının merkezine koyduğunu biliriz. Burada bu kadar üzülmüş şekilde konuşmuşsa sonuna kadar haklıdır.
Abdullah’ı ve site için yardım eden değerli ekibini gönülden destekliyorum. TRF1 nasıl ki 2006 mayısında sıfırdan doğdu, tekrar ayağa kalkmasını da bilir. Bu değerli ekibin bu kadar inanmış ve siteye adanmış olduğunu görmekten son derece mutlu oldum.
Bir arkadaş, bir üye, bir TRF1 ve F1 sever olarak şahsen haber çevirisi, maddi yardım, bağış vs. ne gerekliyse yapmaya hazır olduğumu tekrar belirtmek isterim.
Ayrıca, eski dostlar ve yeni katılan arkadaşlarımızla birlikte, hergün düzenli olarak sık sık sitemizi ziyaret eder ve yorumlarımızla desteklersek, TRF1’in tekrar ayağa kalkmasında başka bir açıdan da destek olabileceğimizi düşünüyorum. Elele büyütelim sitemizi.
Bazen bazı şeyleri konuşmamak daha iyidir. Önüne bakıp yoluna devam etmek gerekir.
Özelden de belirttim sunucu tarafında yardımcı olacağımı Alo demenin yeterli olacağını söyledim.
Şu anki maddi olarak en büyük küflet sunucu tarafında olduğunu az çok herkes bilir.
Abdullah geçmiş olsun kardeşim,Kemal ayıp etmiş.Beraber bir taşın altına elinizi koymuşsunuz fakat kısa bir süre geçmeden elini çekmiş Kemal.Hoş değil böyle şeyler ama insanoğlu böyledir.
Sezon bitiyor ama seneye fırtına gibi bir sezon gelecek.Zamanın var,siteye telefondan giriyorum,sayfayı aşağı yukarı götürdüğümde bir süre yazıları göremiyorum herkeste aynı mı bilemiyorum.Bir takım iyileştirmeleri yaparsan iyi olur.Makul bir aylık üyelik ücreti falan yapabilirsen bir faydamız olsun.Allah yardımcın olsun.
Motosport’u ilk okumaya başladığımda heyecanlıydım, kendi dilimde bu spor branşını takip etmek harikaydı. Zamanla görece kocaman kadronun balon olduğunu seçmece haberler yapıp tık avına çıktıklarını gördüm, bir şeylere bakmak için siteye ya da sosyal medya hesaplarına girmek zorunda kaldığımda mutsuz oldum.
Devam eden zamanlarda öncelikle Diabolica ve bir kaç sosyal medya hesabı sonrasında da trf1.net’le siz kaybettiğim heyacanı yeşerttiniz. Yıllar sonra açayım da okuyayım bakalım neler yazmışlar dediğim bir site oldunuz.
Yazdığınız metini okurken hop oturup hop kalktım siteyi kapattığınızı söyleyeceksiniz diye, umarım böyle bir şey hiç bir zaman olmaz. Kadro genişler ve site büyür sponsorluklar da gelir. Çizginiz de bozulmaz diye umuyorum.
Öteki arkadaşın kim olduğunu anladığım kadarıyla, böyle bir şey olması gerçekten üzdü beni de. Değerli olduğunu düşündüğüm birisi, umarım ki öyledir.
https://www.youtube.com/watch?v=vaTdOy97xeQ
Öncelikle TRF1.net’i yeniden hayata geçirme fikrinizden dolayı sizi kutluyorum.
Size bir eleştirim olacak: 2016’nın mayıs ayında TRF1 ve TürkiyeF1’in ortaklaşa şekilde Motorsport’a dönüşmesini en baştan istemiyordum. Zira sitenin bu yolla adeta tekelleşeceği ve diğer tüm oluşumları yutacağı ortadaydı ki öyle de oldu. En başından bu dönüşüme karşıydım. Çok şükür sosyal medya sayesinde her yeri ele geçiremediler. Bu noktadan sonra TRF1’i çok daha fazla ziyaret etmeliyiz ve üstüne TRF1’in sosyal medya hesaplarını çok daha aktif kullanmamız lazım. Sosyal medyada da çok aktif olmanız lazım. Youtube’da Emre Baltaoğlu başta olmak üzere bu konudaki uzman ya da amatör olarak ilgilenenlerle programlar yapmanız çok iyi olur. Instagram hesabınız var mı bilmiyorum ama yoksa kesinlikle açın ve hepimiz takip edelim.
Motorsport’un son 2-3 yılda geldiği nokta rezalettir. Küfürlerin, hakaretlerin havada uçuştuğu, moderatörlerin adeta saldım çayıra mevlam kayıra anlayışıyla hareket etmesi, milletin kanlı bıçaklı hale gelmesi ama yönetimin buna asla müdahale etmemesi apaçık daha fazla tık alma amacı taşıdığının da bir tezahürüydü. Milletin artık sadece birbirine hakaretler, tehditler, küfürler savurduğu ama yöneticilerin hiç ilgilenmeyip adeta yangına benzin attığı bir ortam oluşmuştu.
TRF1’in o amatör ruhunu hep sevdim. 2006’dan bu yana üyeydim ve Motorsport’a dönene kadar 10 yıl hep aktif kullandım.
Yediğiniz kazıktan dolayı da ayrıca üzgünüm. Yıllarca ne dost bildiklerimiz işi bitince sırtımıza hançeri saplamadı mı? Her düştüğünde el uzattıklarımız biz düştüğümüzde bir tekme de onlar atmadı mı? Öncelikle KŞ denilen şahsın gerçek yüzünü görmüş oldunuz, hayatınızdan bir karaktersiz çıkmış oldu. Yenilen her kazık hayatın bize yüklediği bir tecrübedir. İş hayatında dost ve arkadaşın olmadığı, sadece rakiplerin olduğunu ben de sonradan öğrenen birisi olarak başarılar diliyorum. İnşallah TRF1’i yeniden eski günlerdeki popüler haline getireceğiz.
Motorsport.com’un düşen kalitesinin nedeni sizin ayrılmanızmış. Geçen orada gördüğüm bir yorum sayesinde sitenizden haberdar oldum ve aradığım haberlerin hızlı bir şekilde eklendiğini gördüm. Gerçekten tek kişilik bir orkestra gibisiniz elimizden geldiğince size destek olmaya çalışacağız. Formula 1 gibi diğer spor dallarına göre daha elit bir izleyici kitlesine sahip bu sporda aranılan kalite sitenizde mevcut.
Malum siteden ayrıldığını twitterdan senin gibi cümle aleme duyurduğu halde utanmadan hiçbir şey olmamış gibi oraya haber girmeye devam eden birine rağmen TRF1’e sahip çıkman her şeyden daha değerli Abdullah Abi.
2 tık daha fazla etkileşim aldıktan sonra bir tarafları kalkanların 2 kuruşa adam satması kadar doğal bir şey yok. Böyle insanlardan kurtulduğumuz için sevinmemiz lazım bence. Bu arada o ismi lazım değilin adını anmadığın için (her ne kadar baş harfini ipucu olarak versen de :)) ben de yazmayacağım ama çoğu kişi anlayacaktır diye düşünüyorum.
Burada haber giren herkesin sayesinde gündemi en iyi şekilde takip ediyoruz. Başka mecralara yabancı kaynaklara bakmamıza gerek kalmıyor. Elbette şu an az kişiyiz ama öz kişiyiz sonuçta. Zamanla eski günlerdeki gibi bir aile olacağımıza inanıyorum. Haberleri okuyup yorum yapmaktan daha fazla üstümüze düşen ne varsa yapmaya hazırım hazırız abi. Mesela Cem’in kulağını çekebilirim. 😁
Tek temennim ne olursa bu yolda devam etmen(iz) olacak. ❤️
O kişi kim acaba?
Kemal Şengül
Abdullah Bey, elimizden ne gelirse destek olmak isteriz ..yaşananlar çok üzücü.. Özel hayat artık siteye düzenli içerik oluşturmak kolay süreçler değil… Wrc,motogp ,f1 (son iki yarış hariç) yılı kapattı sayılır… Bu arada biraz daha kendinize belki vakit ayırma şansınız olur.
Kurt kışı geçirir ama yediği ayazı unutmaz!