Adrian Newey’nin Aston Martin takım patronu olarak atanması, takımın geleceğine dair cevaplardan çok yeni soru işaretleri doğurdu.
Andy Cowell’ın mevcut görevine devam edemeyeceğinin netleşmesiyle birlikte, son haftalarda üst düzeyde bir değişiklik olacağına dair iddialar artmıştı. Bu süreçte, Aston Martin’in Cowell’ın yerine dışarıdan güçlü bir ismi getireceği beklentisi hakimdi.
Cowell’ın halefi için dört ismin gündemde olduğu biliniyordu. Bu isimlerden eski Aston Martin CEO’su Martin Whitmarsh ve Audi’nin mevcut COO’su Mattia Binotto, mevcut pozisyonlarından memnun oldukları için teklifi geri çevirdi. Diğer adaylardan, eski McLaren takım patronu Andreas Seidl’in ciddi şekilde değerlendirildiği ancak sonrasında elendiği ifade edildi.
Bir diğer önemli isim ise eski Red Bull takım patronu Christian Horner’dı. Horner’ın, son aylarda takım sahibi Lawrence Stroll ile, arzuladığı hisse sahipliğini de içeren üst düzey bir yönetici rolü üzerine bir dizi görüşme yaptığı biliniyor.
Newey’nin takım patronu olarak göreve getirilmesi, bu anlaşmanın önünü kapatmış gibi görünse de, aslında bu durumun kesinleşmediği belirtiliyor. Hatta, bu atamanın Horner ile ilgili bir anlaşmanın önünü açabileceğine dair işaretler de bulunuyor.
Christian Horner, Red Bull’dan ayrıldığından beri salt takım patronu rolüyle ilgilenmediğini açıkça ifade etmişti. Horner’ın odağında, takım sahibi ya da CEO düzeyinde, operasyonun tamamında söz sahibi olabileceği daha üst bir pozisyon bulunuyor. Horner, ancak bu şekilde bir Formula 1 takımını başarıya taşıyabileceğine inanıyor.
Aston Martin ile yapılan görüşmelerin merkezinde de bu konu olduğu, gündemdeki herhangi bir teklifin takım patronluğu ile ilgili olmadığı anlaşılıyor. Horner’ın bahsettiği rol ile klasik “takım patronu” pozisyonu arasında bir ayrım bulunuyor.
Bu sistemin, McLaren’da Andrea Stella ile Zak Brown ve Audi’de Jonathan Wheatley ile Binotto arasında olduğu gibi, diğer takımlarda da başarıyla uygulandığı görülüyor.
Ancak bu senaryonun sağlıklı işlemesi için, takım patronunun sorumluluklarının kapsamlı olmaması, yani üst yönetimle görev çakışmasının yaşanmaması gerekiyor.
Aston Martin özelinde ise, takım patronunun üstlendiği bazı sorumlulukların, Newey gibi bir ismin zamanını harcaması için mantıklı olmadığı değerlendiriliyor. Newey, Aston Martin’in mühendislik ekibini liderliğe taşıyarak, yarış kazanabilecek ve hatta şampiyonluk mücadelesi verebilecek bir araç tasarlamak için görevlendirildi.
Bu, Newey’nin tüm zamanını, rakiplerin önüne geçecek küçük farkları bulmaya adaması gereken tam zamanlı bir görev. Newey gibi bir dehayı ekibe dahil edip, onu insan kaynakları değerlendirmeleri, sponsor toplantıları, medya etkinlikleri, F1 Komisyonu toplantıları ve takım içi politika süreçleriyle meşgul etmek mantıklı görünmüyor.
Aston Martin’in yayımladığı son röportajda Newey, modern bir Formula 1 takımını yönetmenin vazgeçilmezi olan “büyük toplantılar” konusundaki genel şüpheciliğinden bahsetti. Newey, “Günümün yaklaşık yüzde 50’sini diğer mühendislerle birebir ya da CAD istasyonu başında veya toplantılarda geçiriyorum. Dürüst olmak gerekirse, genellikle birebir toplantıları tercih ediyorum; çünkü beyin fırtınası genellikle burada yapılabiliyor. Büyük toplantılar ise dikkat edilmezse, yeni fikirler üretmek yerine prosedürel bilgi alışverişine dönüşüyor ki asıl önemli olan yeni fikirler bulmak,” ifadelerini kullandı.
Newey, yeni bir tasarım üzerinde çalışırken adeta transa geçtiği anlarda en iyi performansını sergiliyor ve Aston Martin’in de bu ortamı ona sunmak için elinden geleni yapması bekleniyor. Bu nedenle, Newey’nin klasik anlamda takım patronu rolünü üstlenmesi mantıklı görünmüyor.
Aston Martin’in açıklamasının detaylarına bakıldığında, bu yeni rolün, diğer takımlardaki “takım patronu” unvanı kadar kapsamlı olmadığına dair bazı ipuçları göze çarpıyor. Yapılan açıklamada, Newey’nin görevinin “teknik ekibe liderlik etmek ve aracın pistteki operasyonlarını yönetmek” olduğu belirtildi.
Bir takım patronunun geleneksel olarak üstlenmesi gereken birçok farklı görev bulunuyor. Takım sahibi Stroll de, Newey’nin ek sorumluluklarının, onun yaratıcı ve teknik uzmanlığını tam anlamıyla kullanmasını sağlayacağını vurguladı. Ancak, birinin iş yükünü artırıp, uzmanlık alanı dışındaki işlere dahil etmek, yaratıcı özgürlüğü artırmanın en iyi yolu olarak görünmüyor.
Dolayısıyla, Newey’nin üstleneceği görevlerin bu kadar net tanımlanması, Aston Martin’in bu hafta açıkladığı değişikliklerin, 2026’da şekillenecek daha geniş kapsamlı bir evrimin ilk adımı olabileceği ihtimalini güçlendiriyor. Bu da, Horner ile ilgili bir anlaşma ihtimalinin hâlâ masada olmasının nedenini açıklıyor.
Horner ile Aston Martin arasındaki görüşmelerin, takım patronunun kim olduğundan bağımsız olarak sürdüğü belirtiliyor. Hatta, Newey’nin teknik ekibi yönlendirmeye odaklanan yetkinlikleriyle bu pozisyona getirilmesi, Aston Martin’in CEO düzeyinde, diğer tüm sorumlulukları üstlenebilecek bir isme daha fazla ihtiyaç duyduğunu gösteriyor.
Ticari anlaşmalar, medya etkinlikleri ve personel yönetiminde başarılı olan Horner gibi bir ismin üst düzeyde görevlendirilmesi, Newey’nin güçlü olduğu alanları mükemmel şekilde tamamlayacaktır.
Newey’nin takım patronu olarak atanmasının kalıcı olduğu ve Horner’ın bu pozisyon için devre dışı kaldığı yönündeki yorumlar, Horner’ın bambaşka bir rolde takıma katılma ihtimalini ortadan kaldırmıyor.
Newey’nin durumu ile Horner’ın arka planda yürüttüğü görüşmeler, iki ayrı süreç olarak değerlendirilmeli. Ayrıca, Horner’ın başka bir Formula 1 takımıyla çalışmaya başlamasına, önümüzdeki sezonun ilk yarısına kadar izin verilmediği biliniyor. Bu nedenle, Horner’ın Aston Martin veya başka bir takımla yapabileceği olası bir anlaşma, 2026 sezonunun başlangıcı için geçerli olmayacak.
Henüz kesinleşmiş bir durum yok ve Horner ile Stroll arasında bir anlaşma olmaması da ihtimaller arasında. Ancak, Aston Martin’de perde arkasında dikkat çekici bir değişim daha yaşandı ve “eski takımın” yeniden bir araya gelme ihtimalini güçlendirdi.
Red Bull’un eski üretim, tedarik zinciri ve lojistik sorumlusu Paul Field, Newey’nin teşvikiyle Aston Martin’in yeni COO’su olarak atandı. Bu gelişme, Newey’nin önceki takımında elde edilen başarıların Aston Martin’de de benzer şekilde yakalanmasını istediğini gösteriyor.
Şimdi asıl soru, bu başarıların arkasında belirleyici rol oynayan Horner ile yeniden bir çalışma ortamının oluşturulup oluşturulmayacağı.
Kaynak: The Race // https://www.the-race.com/formula-1/aston-martin-f1-management-adrian-newey-christian-horner/

