Abu Dhabi Grand Prix’si, Sadece Bir Sezonun Değil, Birçok Dönemin de Sonu Oluyor
2025 Abu Dhabi Grand Prix’si, yalnızca bir Formula 1 sezonunun değil, aynı zamanda sporda iz bırakan birçok önemli dönemin de kapanışına sahne olacak. Şampiyonanın en başarılı motor üreticilerinden birinin vedası, F1’in en büyük sürpriz takımlarından birinin son yarışı ve çok daha fazlası… İşte bu hafta sonu sona erecek yedi dönemin detayları, başarıları ve muhtemel vedaları.
Yuki Tsunoda ve F1 (2021-2025)
Yuki Tsunoda, Red Bull’un genç pilot programında yer alan çok sayıda isim arasında, hem programda kalma süresiyle hem de gösterdiği performansla öne çıkan bir isim oldu. Honda’nın desteği bunda önemli rol oynasa da, Tsunoda’nın 25 yaşında hâlâ tam anlamıyla ortaya çıkmamış olan büyük yeteneği de etkiliydi.
Tsunoda, Red Bull destekli bir F1 pilotu olarak bu noktaya kadar gelmeyi başardı. Ancak kendi hedefleri açısından bu dönemi tam anlamıyla başarılı olarak görmüyor ve muhtemelen bu sezonla birlikte ana kadroda yer alma şansı sona erecek. Japon pilot, üç haneli yarış sayısına ulaşarak ülkesi adına F1’de bir ilki başarsa da, henüz podyum göremedi. Üstelik takımının, en rekabetçi aracını geliştirdiği dönemde Tsunoda, Red Bull A Takımı’na geçip Max Verstappen karşısında zorlanmaya başladı.
Sezonun son yarışlarında sergilediği performansla daha fazlasını hak ettiğini düşünen Tsunoda, Abu Dhabi’de podyum için sürpriz yapmaya çalışacak. Red Bull yapısı içinde pek çok pilota tanınmayan bir şans elde etti.
Sauber (1993-2025)
Sauber ismi, 1993 Güney Afrika Grand Prix’sinde dördüncü ve beşinci sırada başladığı ilk turdan bu yana Formula 1’in değişmezlerinden biri oldu. 2006-2009 yılları arasında BMW Sauber adıyla mücadele etse de, Peter Sauber’in %20 hissesiyle takımın bağımsız kimliği korundu. Ancak 2025’ten itibaren Sauber, Audi tarafından tamamen devralınacak.
Sauber’in F1 macerası, Mercedes fabrika takımı olarak başladı. Mercedes’in 1991’de desteğini çekmesinin ardından bağımsız olarak yoluna devam eden ekip, sağlam bir orta sıra takımı olarak kendini kanıtladı. İlk 13 sezonda, takımlar şampiyonasında dördüncü ile sekizinci sıralar arasında gidip geldi.
Kimi Raikkonen’in McLaren’a satılması ve modern bir rüzgar tüneli inşası gibi akıllıca adımlar, BMW’nin 2005 ortasında takımı devralmasına zemin hazırladı. BMW dönemi kısa sürdü, ancak Robert Kubica’nın 2008 Kanada’daki zaferi ve şampiyonluk mücadelesi unutulmaz anlar arasında yer aldı.
Qadback’e yapılan satış anlaşması gerçekleşmeyince, Peter Sauber takımı ayakta tutmak için tekrar devreye girdi. 2016’da Longbow Finance’in devralmasının ardından da istikrarlı bir yükseliş sağlanamadı. Alfa Romeo adı altında geçen yılların ardından, Audi’nin 2022’de kademeli olarak takımı devralma kararıyla Sauber, yeni bir döneme hazırlanıyor.
BMW’nin çekilmesiyle yok olma tehlikesi yaşayan veya Mercedes desteğiyle F1’e giremeyen Sauber, bugün Audi ile yeni bir geleceğe yelken açmaya hazırlanıyor.
DRS (2011-2025)
Drag Reduction System (DRS), başlangıçta “geçici bir çözüm” olarak görülse de, 15 yıl boyunca Formula 1’in vazgeçilmezlerinden biri haline geldi. Artık yerini, istenildiği anda devreye alınabilen aktif aerodinamiğe ve manuel batarya güç takviyesine bırakmaya hazırlanan DRS, birçok tartışmaya rağmen F1’in ayrılmaz bir parçası oldu.
DRS, yapaylığından hiçbir zaman kurtulamadı ve DRS ile yapılan geçişler de heyecanı artırmadı. Ancak Pirelli’nin uzun ömürlü lastikleri, artan yere basma kuvveti ve takımların kirli havayı azaltmaya yönelik FIA çabalarını aşmasıyla, DRS’siz F1 yarışları neredeyse imkansız hale geldi. Alternatif ise Monaco benzeri yarışların çoğalması olacaktı.
Mükemmel bir sistem olmasa da, DRS sayesinde yarışlarda hareketlilik sağlandı ve diğer seriler tarafından da benimsendi. Son Katar yarışında olduğu gibi, pilotlar sık sık DRS bölgelerinin uzatılmasını talep etti. 15 yıl boyunca bir “yara bandı” görevi gören DRS, yerini yeni nesil çözümlere bırakırken, yarışların devamlılığını sağlamış oldu.
Red Bull ve Honda (2019-2025)
Honda’nın Formula 1’deki en başarılı dönemi bu hafta sonu sona eriyor. Üretici, yeni dönemde Aston Martin ile yoluna devam edecek olsa da, Red Bull-Honda ortaklığı F1 tarihinde iz bırakan bir sayfa açtı.
Bu dönem fiilen 2018’de Toro Rosso ile başladı. Honda’nın McLaren ile sancılı ayrılığının ardından, ana takım Red Bull da bir yıl sonra Honda motorlarına geçti. Hiçbir taraf, bu iş birliğinin bu kadar başarılı olacağını tahmin etmiyordu.
Honda, Red Bull ile 71 galibiyet kazandı; bu, markanın 1964’ten bu yana elde ettiği toplam 72 zaferin neredeyse tamamına denk geliyor. Dört ardışık pilotlar şampiyonluğu ve iki takımlar şampiyonluğu, bu ortaklığın simgesi oldu.
Başarının yanı sıra, Max Verstappen-Honda ilişkisi de öne çıktı. Verstappen, Honda ile güçlü bir bağ kurdu ve Honda yetkilileri, onu Ayrton Senna ile aynı cümlede anmaya başladı. Ayrıca, ikinci Red Bull takımıyla da son yarışa çıkacak olan Honda, Toro Rosso döneminde Red Bull’a geçişin yolunu açarak, iş birliğinin temelini oluşturdu.
Honda, Racing Bulls’un bu süreçteki rolünü hiçbir zaman unutmadı.
Bu Nesil Yer Etkili F1 Araçları (2022-2025)
2025 Abu Dhabi Grand Prix’si, kısa ömürlü bu yer etkili (ground effect) F1 araçlarının da son yarışı olacak. Ferrari’den Lewis Hamilton, bu araçların “arkasını görmek için heyecanlı” olduğunu dile getiren isimlerden biri. Williams pilotu Carlos Sainz ise bu araçlara uyum sağlamanın kendisi için zor olduğunu ifade etti.
F1’in en ağır araçlarını temsil eden bu jenerasyon, bazı pilotlar için özellikle yarış sırasında önden kayma ve ani arkadan kayma geçişleri nedeniyle eleştirildi. Mercedes’ten George Russell, porpoising (zıplama) sorununu “acımasız” olarak nitelendirdi.
Her şeye rağmen, bu araçlar sayesinde orta grup takımlar arasında zaman farkları azaldı ve 2024 sezonu, F1 standartlarında oldukça çekişmeli geçti. Sauber’den Nico Hulkenberg, bu kuralların geçiş yapmayı zorlaştırdığını belirtirken; Williams’tan Alex Albon, bu dönemin bazı avantajlarına dikkat çekti.
Teknik açıdan ise Mercedes’in yan panelleri olmayan konsepti, Ferrari’nin radikal güncellemeleri, Red Bull’un gerileyişi ve McLaren’in hızlı yükselişi öne çıktı. Bu nesil, teknik hikayeleriyle hatırlanacak bir dönem oldu.
‘Team Silverstone’ ve Mercedes (2009-2025)
Aston Martin ile Mercedes arasındaki iş birliği sona eriyor olabilir, ancak bu ortaklık tam 17 yıl sürdü. Force India, Racing Point ve son olarak Aston Martin adıyla mücadele eden Silverstone merkezli takım, 2008’de Ferrari motorundan sonra Mercedes’e geçti ve o günden bu yana Mercedes güç üniteleriyle yarıştı.
Bu anlaşma, McLaren’in Force India’ya motor, şanzıman ve simülatör desteği vermesiyle, günümüz F1 teknik ortaklıklarının öncüsü oldu. Force India, 2010’lu yıllarda birçok sürpriz sonuca imza attı; Racing Point adıyla 2020’de bir yarış kazandı ve Aston Martin döneminde de inişli çıkışlı sonuçlar aldı.
Aston Martin, 2026’dan itibaren Honda ile yeni bir döneme hazırlanıyor. Ancak bu ortaklıkta motor hiçbir zaman zayıf halka olmadı; dolayısıyla takımın yeni kurallara geçişte kendini kanıtlaması gerekecek. Aston Martin’in bu sezon, Abu Dhabi’de Racing Bulls’u geçip altıncı sıraya yükselmesi zor görünüyor; yedinci sırayı korumaya çalışacak.
Renault F1 Motorlarına Veda (1977-2025)
Formula 1’in köklü motor üreticilerinden Renault, bu hafta sonu güç ünitesi tedarikçiliğine veda ediyor. 1977’de V6 turbo motorunu spora kazandıran Renault, başlangıçta yaşadığı sorunlara rağmen, kısa sürede başarıya ulaştı ve 1979’da Fransa Grand Prix’sini kazandı. 1980-1983 arasında toplam 14 yarış zaferi ve 1983’te şampiyonada ikincilik elde etti.
Renault, 1985 ve 1986’da Lotus’a güç ünitesi sağlayarak üçer yarış kazandırdı ve turbo motorların yaygınlaşmasına öncülük etti. 1986 sonunda turbo motorların yasaklanmasının ardından iki yıl ara veren Renault, 1989’da V10 motorlarıyla geri döndü. Williams ile büyük başarılar elde ederek, 1992-1997 arasında altı yıl üst üste takımlar şampiyonu oldu.
1998’de spora kısa bir ara veren Renault, 2001’de 110 derecelik V10 ile geri döndü. Bu konsept beklenen avantajı sağlamayınca, 2004-2005’te 72 derecelik V10’a geçildi ve 2005’te son kez şampiyonluk kazanıldı. 2006’da V8 motorlara geçişle birlikte, Renault yine şampiyon oldu.
Red Bull ile 2010-2013 arasında takımlar şampiyonluğu yaşayan Renault, 2014’te V6 turbo hibrit dönemiyle birlikte beklenen başarıya ulaşamadı. Yeterli yatırımın yapılmaması, Mercedes’in gerisinde kalınmasına neden oldu. 2014’te Red Bull ile üç, sonrasında toplam dokuz zafer elde edildi. 2019’da Red Bull’un Honda’ya geçişiyle birlikte, Renault sadece bir galibiyet (2021 Macaristan, Alpine) alabildi.
Renault, F1’de 770 yarış, 213 pole pozisyonu, 169 galibiyet ve takım ya da motor tedarikçisi olarak toplam 12 takımlar şampiyonluğu elde etti. Alpine, bundan sonraki yıllarda Mercedes güç ünitesi kullanacak. Renault’nun güç ünitesi departmanının gelecekte geri dönüp dönmeyeceği ise belirsizliğini koruyor.
Kaynak: The Race // https://www.the-race.com/formula-1/seven-f1-eras-ending-at-the-2025-abu-dhabi-grand-prix/

