Ferrari pilotu Charles Leclerc, takım patronu Fred Vasseur’ün “duygusal olarak düz” yaklaşımının, İtalyan ekibin son dönemdeki yükselişinde kilit bir rol oynadığını belirtti.
2023 sezonunun başında Mattia Binotto’nun yerine Ferrari’nin başına geçen Vasseur, Scuderia’nın yönetiminde sakin ve istikrarlı bir liderlik sergiledi. Ferrari, 2024 sezonunda McLaren’ın ardından Takımlar Şampiyonası’nı ikinci sırada tamamlayarak şampiyonluğu kıl payı kaçırsa da, Vasseur’ün liderliğinde önemli ilerleme kaydetti.
Ferrari gibi tutku dolu bir takımda, zaferlerin büyük bir coşkuyla kutlandığı ve başarısızlıkların duygusal çöküşlere neden olabildiği bilinir. Leclerc’e göre, Vasseur’ün bu ortamda duygusal dengesini koruyarak takıma odaklanmasını sağlama yeteneği, ekibin başarısında önemli bir faktör.
Leclerc, Vasseur’un takıma katkısını şu şekilde özetledi:
“Fred’in en büyük özelliği, hangi durumda olursak olalım bir adım geri çekilip durumu sakin bir şekilde değerlendirebilmesi.”
“Bu çok zor, çünkü burası bir spor ve hepimiz işimizi çok önemsiyoruz. İyi ya da kötü bir şey olduğunda bundan etkileniyoruz.”
Tutku ve Pragmatizmin Buluşması
Ferrari, tarih boyunca duygusal iniş çıkışlarıyla tanınan bir takım oldu. Monza’daki zafer kutlamalarından pit duvarındaki krizlere kadar, İtalyan ekip duygularını her zaman yoğun bir şekilde yaşadı. İşte tam bu noktada, Vasseur’ün sakin yaklaşımı Ferrari için hayati bir önem taşıyor:
“Fred duygusal olarak çok düz bir insan ve bu, Ferrari gibi bir takım için çok büyük bir fayda sağlıyor. Çünkü bu takım tam tersi; büyük bir tutku var ve duygular her iki yönde de çok yoğun yaşanıyor.”
Vasseur’ün Yönetim Tarzı ve Değişmeyen Tutumu
Leclerc, Vasseur’ün yönetim tarzındaki istikrarın onun en büyük özelliği olduğunu söylüyor:
“Ne zaman Fred’in yanına gitsem, ne beklemem gerektiğini biliyorum. Mizacı veya tavrı asla değişmiyor.”
“Fred, hafta sonu içinde duyguların çok yoğun olduğu anlarda bile hemen bir adım geri çekilip durumu objektif bir şekilde analiz edebiliyor. Yarıştan yirmi dakika sonra hep birlikte oturuyoruz ve o, duyguları bir kenara bırakıp iyi bir analiz yapabiliyor. Ferrari’yi yönetmek için bu büyük bir meziyet.”
