2024 Formula 1 Brezilya GP, akla karanın belli olduğu bir yarış oldu gerçekten. Red Bull ve Max Verstappen taraftarları haricinde, hemen hemen diğer herkesin umutları açısından olumsuz bir dönüm noktasıydı.
Bir tarafta son dönemde gerileyen Red Bull ve Verstappen, diğer tarafta Amerika ve Meksika’da aldığı iki zafer ve iki podyumla takımlar şampiyonasında McLaren’e gözünü diken Ferrari ve son olarak, sezonun büyük bölümünde en hızlı araca sahip olmasına rağmen bir türlü istediğini alamayan, önüne çıkan fırsatları değerlendiremeyen ve sanki zoraki şampiyonluk mücadelesine katılıyormuş gibi bir hava çizen McLaren…
Brezilya GP öncesinde genel görüntüye baktığımızda Red Bull’un takımlar şampiyonluğu zor görünüyordu ancak McLaren ve Ferrari arasında yakın mücadele olacak gibiydi. Pilotlar şampiyonasında ise Norris, Verstappen’in Meksika’da aldığı cezalarla ancak 6. olmasının ardından farkı 47’ye düşürmüştü.
Brezilya için genel beklenti, Verstappen’in motor değişikliği cezasıyla gerileyecek olması ve Interlagos pistinin McLaren aracına uyması nedeniyle farkın daha da kapanması yönündeydi.
Her şey bir noktaya kadar, tam olarak beklendiği gibi gitti. Verstappen motor değiştirdiği için 5 sıra grid cezası aldı, Sprint yarışını McLaren’ın takım emriyle birlikte Norris kazanırken Verstappen 4. oldu ve fark 43’e düştü. Kuru zeminde gerçekleşen seanslarda her şey beklentiler doğrultusunda ilerledi.
Sıralamaların yağmur nedeniyle Pazar sabahına ertelenmesiyle gerilim daha üst seviyeye ulaştı. Brezilya’da sabah çok erken saatlerde gerçekleşen sıralamalarda pist yine ıslaktı ancak bu sefer F1 yönetimi, “her şeye rağmen” sıralamaları gerçekleştirmeye kararlıydı.
Norris için o ana kadar çok iyi gidiyor gibi görünen durum, az kalsın sıralamaların ilk seansında tersine dönüyordu. Yağmurlu seanslarda pist üstünde hata yapmasanız bile, pistin gelişim anına göre şanssız bir ana denk gelip yine elenebilirsiniz ancak o dakikalarda tam olarak böyle bir şey yoktu. İlk seansta Verstappen en hızlı olurken, Norris 15. olarak kıl payı kurtardı… Farkı kapatma umutları, az kalsın başlamadan bitiyordu.
İkinci seansta yükselişe geçen isim Norris olurken, Verstappen şanssız taraftaydı. Seansın sonunda, Aston Martin’den Lance Stroll için sallanan – tartışmalı – kırmızı bayrak Verstappen’in 12. sırada kalarak elenmesine neden oldu. Bu, şampiyona liderinin 17. sıradan başlayacağı manasına geliyordu.
McLaren tarafında umutlar, sıralamalar tamamlanırken daha da arttı. 5 kez durdurulan sıralamalarda Norris, dizginleri ele geçirdi, hatalardan uzak durdu ve yapması gereken şeyi yaparak George Russell’ın önünde pole pozisyonunu kazandı.
Bu, şampiyonluk mücadelesinin biraz daha devam etmesini isteyen taraf için çok iyi haberdi. Öyle ya, 17. sıradan başlayan Verstappen, en iyi ihtimalle podyuma kadar uzanabilirdi… Norris ise, etrafında çok fazla güçlü sürücü olmadan pole pozisyonundaydı ve sorunlardan uzak durursa, hafta sonundan en kârlı çıkacak isimdi.
Yarış başlayana kadar her şey Norris’in lehineydi ancak başlangıçla birlikte durum yavaştan tersine dönmeye başladı. İlk olarak formasyon turunda Stroll’ün saçmalıkları sonucu startın iptal edilmesi, Norris’in prosedür hatası, yeniden start için gergin bekleyiş… Bir şekilde start alındı ve artık herkesin beklediği üzere Norris, pek de iyi olmayan bir startın ardından ilk virajda Russell’ın gerisine düşerek kaybı minimum seviyede tuttu.
Norris için en riskli an, geçmiş yarışlardan da deneyimlediği üzere starttı. Norris burada bir sıra kaybetmesinin ardından pit stoplara kadar ikincilikle yetinmek zorunda kaldı. Norris ön tarafta lider Russell’ın arkasında sıkışıp kalırken, arkalardan sanki geçiş lastiği değil de muson lastiği takmış gibi yükselerek gelen Verstappen tehlikesi vardı. Yağmura rağmen geçiş yapmak hiç kolay değildi, bu bölümde esas fark yaratan isim gerçekten Verstappen’di. Red Bull pilotu, yaptığı geçişlere rağmen lastiklerinin ısısını korumayı başardı ve çok fazla geçişe rağmen, tehlikeli bir an yaşamadan Charles Leclerc’in arkasında 6. sıraya kadar geldi.
Muson lastiği demişken… Eskiler bilirler, eskiden Formula 1’de böyle bir lastik vardı. Çok iyi tahliye ve yol tutuş gücü olan bu lastikler, çok yoğun yağmurlarda ve su birikintilerinde bile pilotların korkusuzca gitmelerini sağlıyordu. Verstappen ve diğer pilotların tur zamanlarına bakarsanız, Verstappen için neden muson lastiği kullanıyormuş gibi ilerliyordu dediğime hak verirsiniz. Hele hele Verstappen’in ilk virajda geçişlerini yaparken seçtiği dış çizgi ve orada tutunması. Tam olarak Verstappen kalibresinde bir pilotun yapabildiği bir şey. En iyilerin bile çoğu zaman yapmaya cesaret edemediği bir şey…
En hızlı turlara dönecek olursak, yarıştan sonra Formula 1’in sosyal medya hesaplarından yayınlandı. Yarışın en hızlı 10 turunun ilk 9’u Verstappen’e ait. 10. en hızlı tur Norris’e ait ve en hızlı tur ile Norris’in en hızlı turu arasındaki fark 1.1 sn… İnanılmaz gerçekten… Diğer taraftan Verstappen’in, yağmurlu koşullarda son 26 turda yaptığı 20 saniyelik farkı da unutmamak lazım. Bir noktadan sonra kendisini güvence altına aldığında çok fazla kasmadığını da hesaba katmak lazım…
Verstappen’in yağmur altında yapabildiklerine şaşırmamak lazım aslında. Henüz çiçeği burnunda bir F1 pilotu olduğu 2016 Brezilya GP’yi hatırlayalım… Henüz toy olduğu o yıl bile bu senekine benzer bir performans sergilemişti.
Yarıştan önceki sohbetlerimizde Verstappen’in bu şartlarda podyuma kadar uzanabileceğini, hatta şansı yaver giderse yarışı bile kazanmasının imkansız olmadığını konuşmuştuk. Verstappen’in şansının yaver gitmesi olayı, 32. turda oldu. Verstappen ve Norris’in talihlerinin tam olarak döndüğü, hatta daha ileriye gideyim 2024 Formula 1 şampiyonasının sonuçlandığı tur, Brezilya GP’nin 32. turuydu.
TRF1.net olarak geri dönüşümüzde bizi yakından takip edenler iyi biliyorlar, yarış haberlerini hazırlarken artık olayları alt başlıklar altında veriyoruz. Yarışın 30. turunda Norris, Russell’ı geçerek fiili olarak liderliği alabileceği bir konuma gelmişti. Yağmur nedeniyle güvenlik aracı piste girdiğinde farklar kapanacağı için henüz pite gelmeyen Ocon, Verstappen ve Gasly dezavantajlı konuma düşeceklerdi. Bu isimlerin arkasındaki Norris ve Russell, yeni geçiş lastiklerine geçtikleri için güvenlik aracından sonra avantajlı olacaktı. Ben tam bunları yazarken, F1.com’daki zaman ekranında kırmızı bayrak uyarısını gördüm.
2024 Brezilya GP: Verstappen yağmurda kanatlandı, Alpine çifte podyum yaptı!
Colapinto’nun güvenlik aracı arkasında ilerlerken 32. turdaki kazası, yarışın kırmızı bayraklarla durdurulmasına neden oldu ve yarışın, hatta sezonun kaderi orada tersine döndü. Pite gelmeyen isimler, yarış durdurulduğunda serbest bir şekilde yeni lastiklere geçiş yaptılar ve hata yapmadıkları sürece pozisyonlarını koruyabilecekleri konuma geldiler. Nitekim, Verstappen’in Ocon’u geçmesi haricinde bir değişiklik olmadı ve podyumu tamamlayanlar bu isimler oldular.
Yazının başlığına dönecek olursak…
2024 Brezilya GP, tam manasıyla Verstappen’in neden Verstappen olduğunu, neden şampiyon olması gerektiğini, neden dört kez şampiyon olduğunu, neden tarihin en iyilerinden birisi olduğunu kanıtladığı bir yarış olurken diğer taraftan Lando Norris’in neden 2024 şampiyonluğunu hak etmediğini gösteren ve McLaren’ın pilotlar şampiyonluğunu asla düşünmediğini kanıtlayan bir yarış oldu.
Verstappen, herkesin bildiği üzere 2024 İspanya GP’den bu yana Pazar günlerinde podyumun zirvesine hiç çıkamamıştı ve Red Bull net bir şekilde rakiplerinin gerisine düşmüştü. Verstappen, bu dönemde zaman zaman tartışmalı ve hatta haksız bir şekilde de olsa, kazanamıyorsa, en yakın rakibine yani Norris’e kazandırmamaya odaklandı ve kazanamadığı dönemde bile sezon başında açtığı farkın kapanmasını engelledi.
Diğer taraftan kendisine yönelik eleştirilerin – haklı olarak – çok arttığı bir dönemde, fırsatını bulduğu anda cevabını pist üstünde vererek herkesi susturmayı başardı ve herkesin gözünde değerini yeni bir seviyeye taşıdı. Gösterdiği performans gerçekten belki her on yılda bir görülecek tarzda performanstı. Ancak şunu da söylemem gerek; keşke sadece pist üstünde konuşsa… Bu haklı galibiyet sevincini hem kendisi, hem de babası dahil çevresindekiler, yeri geldiğinde kendisini eleştirenlere laf çakmak için kullanmasalardı. Bir yarışta yaşananlar, diğer yarışlarda yaşananlardan ve yapılanlardan bağımsız oluyor…
Felipe Massa… Ferrari’nin ikinci Rubens Barrichello’su olması için takıma getirilen ancak yeri geldiğinde kazanmayı başaran Brezilyalı. Schumacher gidene kadar çok az ismin kendisine değer verdiği, kimileri tarafından birbirini takip eden turlarda aynı çizgiyi tutturmakta zorlandığı için eleştirilen, 2009 Macaristan GP’deki büyük kazası sonucu gerileme süreci başlayan Massa.
Açık konuşalım, Massa zamanında çok popüler isim değildi çünkü karşısında Kimi Raikkonen, Fernando Alonso gibi şampiyonlar ve dönemin saf yetenek olarak üst seviye kabul edilen pilotları vardı. Diğer taraftan McLaren ile 2007’de bomba gibi bir başlangıç yapan, hatta F1 tarihinin en iyi kariyer başlangıcını yapan, İngiliz medyasının gücünü arkasında hisseden Lewis Hamilton bulunuyordu.
O Massa ki ilk galibiyetini Schumacher’in takım arkadaşıyken 2006’da Türkiye GP’de aldı, kendi evi Brezilya’da kazanarak sezonu iki galibiyetle tamamladı. 2007’de Hamilton, Alonso ve Raikkonen gibi yıldız isimler karşısında 3 galibiyet daha aldı ve sezonu, çok da büyük fark sayılmayacak şekilde bu isimlerin arkasında 4. sırada tamamladı.
Formula 1 dünyasında çoğu ismin kendisine fırsat vermediği Massa, 2008’de önüne fırsat çıktığında bunu değerlendirmeye çok yakındı ve eski izleyenlerin hatırlayacağı üzere efsanevi 2008 Brezilya yarışında 25-30 saniyeliğine de olsa şampiyonluk hissini yaşadı. Yağmurda süremiyor denilen Massa, olay dolu o yarışı kazanarak üstüne düşeni yaptı ancak Hamilton’ın son virajda Timo Glock’u geçerek 5. olmasının ardından 1 puan geride ikinci oldu. Şu anda bunları yazmak çok kolay ancak o dönemde henüz 22 yaşında, bu işlere girişeli henüz 2 sene olmuş bir isimdim. Yarışta o kadar çok şey olmuştu ki, öyle heyecan dolu bir yarıştı ki, iniş çıkışları o kadar fazlaydı ki yarışın haberini başlığı atıp sonucu verip bırakmıştım. Yazıya dökemeyecek kadar duygu ve heyecan dolu bir yarıştı… Çoğu taraftar tarafından hor görülen Massa’nın podyumdaki üzgün ancak gururlu, elini göğsüne tuttuğu fotoğrafı o dönemi takip eden herkes hatırlıyordur…
Zaman zaman Formula 1 pilotlarını hepimiz sınıflandırırız. Herkes kabul etmeyebilir ancak bir tarafta Schumacher, Senna gibi efsanelerle aynı klasmana sokulan Hamilton ve Verstappen gibi isimler, diğer tarafta önüne geldiği fırsatı değerlendiren Button ve Rosberg gibi şampiyonlar var.
Herkesin şampiyon olma şansı yok, öyle bir kapasitesi de yok. Şampiyon olamamış gençler hakkında hemen herkes değerlendirme yapar: Şu efsane olur, şu iyi bir araca sahip olursa şampiyon olur, şu birkaç yarış kazanır, bu paralı pilot, bundan hiçbir b*k olmaz vb…
Massa, zamanında Ferrari’ye Barrichello’nun ardından Schumacher’e destek olması umuduyla getirilen bir isimdi. Ancak o, Schumacher’den sonraki dönemde bir şekilde önüne çıkan fırsatı değerlendirmeye çalıştı, bazı hataları olsa da sonuna kadar mücadelesini sürdürdü.
Lando Norris.
Yaşına bakarsak henüz 24 yaşında, genç diyebileceğimiz bir yaşta ancak 2019’dan beri yarışıyor ve artık gridin en deneyimli isimlerinden birisi. Formula 1’de her zaman şampiyonluk şansına sahip olamazsınız. Önünüze bir fırsat geldiğinde onu değerlendirmek için ne gerekiyorsa onu yapmalısınız.
McLaren geçen sene çok büyük adımlar attı ve Norris senenin ikinci yarısında güçlü yarışlar çıkardı. Takım o kadar körelmişti ki düzenli bir şekilde podyum ve galibiyet mücadelesini yeniden hatırlaması ve yeniden öğrenmesi gerekiyordu.
McLaren bu seneye de çok iyi başlamadı ancak çok kısa sürede, sezonun güçlü takımlarından birisi olacağını kanıtladı. Ki öyle de oldu. Kim ne derse desin, McLaren sezonun büyük bölümünde griddeki en hızlı araca sahipti ve sezonun güç dengeleri açısından ilerleyişine baktığımızda, takımlar şampiyonasındaki pozisyonuna paralel olarak pilotlar şampiyonasında da ilerlemeliydi. Ancak büyük ölçüde Norris’in özellikle Verstappen karşısındaki pısırık ve beceriksiz atak denemeleri, boş pistte turlarken gösterdiği hızı etrafında başka araçlar varken gösterememesi, ister gridden olsun, ister güvenlik aracından sonra olsun start / yeniden startlardaki beceriksizliği ve sanki F1 2024’te öylesine bir sezon açmış da oynuyormuşçasına olan rahat yaklaşımıyla pilotlar şampiyonası mücadelesi yalan oldu.
Şampiyonluk mücadelesi veren bir pilot, bu kadar rahat olamaz. Bir F1 pilotu “şampiyon” olarak anılmak istiyorsa, bu tür hataları yapamaz. Bu kadar çok fazla bu tür hataları yapamaz. İlk senende bunu yapabilirsin, ikinci senende yapabilirsin, hadi üçüncü senende de yap… Aynı takımla 6. sezonunu geçirirken bunları yapıyorsan, o zaman ortada yanlış bir şeyler vardır. Norris her zaman hızlı bir pilottu ama ister ilk podyumu olsun, ister ilk galibiyeti olsun her zaman gecikti. Şampiyon olacaksa eğer ilk şampiyonluğu da gecikmiş olacak.
Brezilya GP’de ilk turda yerini kaybedip, pit stoptan sonra Russell’ı geçerek lider olabileceği pozisyona geldi Norris, hakkını verelim. Hatta kırmızı bayrak nedeniyle Verstappen’e karşı şanssızdı… Ancak sezon başından bu yana girdiği tüm yarışları düşündüğümüzde, ister gridden olsun, ister güvenlik aracı sonrası hareketli startlarda… Norris çoğu zaman geriledi. Kendi kendisini sıkıntıya soktu. Pole pozisyonlarının çoğunu, öyle ya da böyle galibiyete çeviremedi. Geriledi yükselemedi. Hep bir sorun yaşadı.
Verstappen tartışmalı bir şekilde de olsa şampiyon olmak isteyen bir pilot olarak yapması gerekeni yaptı. Hiç şampiyonluğu yokken, şampiyon açlığı olan bir sürücü olarak yaptığı dönemde olduğu gibi, 4. şampiyonluğu için ne gerekiyorsa yaptı. Evet, takdir edilmeyecek savunmaları oldu, ben de çok fazla eleştirdim ancak şampiyon olmak isteyen bir pilot olarak kendi açısından gerekeni yaptı.
Peki Norris ne yaptı? Sezonun çoğunda en hızlı olan McLaren aracıyla 7 kez pole pozisyonundan başlayıp sadece iki tanesini galibiyete çevirebildi. Galibiyetlerden birisi 5. sıradan başladığı yarıştı. 21 yarışta sadece 3 kez kazanabildi. Hiç ortada olmayan Mercedes takımının pilotları bile bu sene 3 galibiyet aldılar… Arada bir adeta Senna’ya dönüşen çok daha deneyimsiz takım arkadaşı Oscar Piastri bile 2 galibiyet aldı. Ferrari ile yollarını ayıracak olan Carlos Sainz 2, Charles Leclerc 3 galibiyet aldılar…
Geriye dönüp baktığımızda, yaşananlara ve yapılanlara bakarsak gerçekten ne Norris, ne de McLaren pilotlar şampiyonluğunu taraftarlar kadar istemiş gibi durmuyor… Sene boyunca da açıklamaları o şekilde olmadı mı zaten…
Mücadele uzasın, sene sonuna kadar heyecan dolu yarışlar izleyelim diye umut edenler Norris’e bel bağlayıp durdular. Benim için sonunda kimin şampiyon olduğu önemli değildi ancak keşke şampiyonun son ana kadar belli olmadığı, iki pilot arasında gerçekten mücadelelerin yaşandığı bir sezon finali izleyebilseydik keşke.
Tüm bu umutlarla; Biz senden Verstappen’le mücadele etmeni istedik, sen altındaki araca rağmen Massa bile olamadın Norris!
Buraya bir şeytanın avukatı lazım. O görevi de ben devralayım vekaleten. En önce, en baştan belirteyim. Norris’i çok eleştirmişimdir. Milletin gündemine bu sene girdi ama ben yıllardır, gerek duran, gerek hareketli startlardaki başarısızlıkları için çok kızdığımı bilirim. Ayrıca, şunu da baştan belirteyim. Norris dediğimiz kişi bir Schumi, Alonso, Hamilton değildir.
Norris bu sene pek çok hata yaptı (Takım da yaptı ama konu Norris). Yapmamalıydı tabii ki ama aşırı yüklenmenin yanlış olduğunu düşünüyorum. Niye mi?
Gridin şu anki en iyilerine bakalım. Hamilton, Alonso ve Verstappen. Hamilton’ı ayrı tutarsak -ona birazdan değineceğim- Alonso ve Verstappen şampiyonluk senesine kadar ilk galibiyetlerini almışlardı, podyumlara çıkmışlardı, belli bir mücadele tecrübesine sahiptiler. Hamilton ayrı vaka. O daha ilk senesinde hem ilk galibiyetini aldı, hem de kendini şampiyonluk mücadelesinde buldu. İkinci senesi de öyle. Bu niye önemli. Birçok şampiyon, şampiyonluk mücadelesinin çok farklı bir psikoloji gerektirdiğini söyler. Alonso ve Verstappen şampiyonluk sezonlarına gelene kadar yarış kazandılar, podyumlara çıktılar, altlarında iyi kötü rekabetçi bir araç vardı. Şampiyonluk seneleri geldiğinde o aşamaya kadar her gelişim aşamasını tamamlamışlardı zaten. Hamilton ilk senesinden bu aşamaya girebildi, büyük başarı (Dedim ya Norris bir Hamilton değil), ama Hamilton’da birkaç sezonluk tecrübe olsaydı hem 2007’yi alabilirdi, hem de 2008’i çok çok daha rahat alabilirdi (O iki sene pek çok çaylak hatası yaptığını gördük).
Gelelim Norris’e. Bu adam F1’de ciddi sayıda sezon geçirdi, tecrübesiz diye iddia etmek saçmalık olur. Ama, bu sezonların çoğunda akıbeti belirsiz, ivmesi aşağı düşen bir araçtaydı. 2021’de tek tük yarışta birşeyler gösterdi ama tecrübelenmeye yetmedi. 2023’te az biraz (yarışların kısa bir diliminde) rekabet edebilir bir hale gelebildi. Tabii geçen sezonlara rağmen yarış kazanamamış olmasının baskı yarattığını da kabul etmek gerek. Sonuçta bu adam, galibiyet kazanamamış bir pilot olma psikolojisiyle ilk kez hakkıyla rekabetçi olabilen bir araca kavuştu. İlk galibiyetini alana kadar hatalar yaptı (Psikolojik baskı). Ondan sonra ilk galibiyetini aldığı sezonda diğer araçlarla rekabet etmeyi öğrenmesi ve üstüne şampiyonluk psikolojisine sahip olması beklendi. Bunlar kolay iş değil. Bunun altından daha kolay kalkacak pilotlar var mıdır? Vardır tabii. Ama bunları yok sayıp Norris felaket iş çıkardı demek yanlış olur. Sonuçta bu adam hızlı, buna şüphe yok. Psikolojik olarak güçlenmesi gerekiyor. Altındaki aracın sınırlarını bilip soğukkanlı bir şekilde, heyecan stres yapmadan yarışmayı öğrenmesi gerekiyor. Öğrenecek mi? Onu zaman gösterecek. Ama pek çok ilki bu sene yaşamak zorunda kaldığı için be kanaat notuyla sınıfı geçiriyorum. Şunu da eklemek lazım. Norris’in bu yarışta özellikle ikinci yarıda hiç ciddi anlamda şansı olmadı. 80 küsur puan farkı vardı, RB hızlı idi (İstikrarlı bir şekilde podyum yapacak kapasitedeydi, sonra hızı daha fazla azaldı ama o ayrı). Norris tecrübesiz bir vaziyette puan olarak ciddi dezavantajının olduğu, şansının az olduğu, DNF tolere edemeyeceği ve zaman zaman bu nedenle daha da pasif olmasını gerektiren bir şampiyonluk mücadelesine sokuldu. Bence Norris’ten çok fazla şey bekledik. Norris’in geçtiği bu süreçten Hamilton geçse büyük ihtimalle bu sene şampiyonluğu alırdı ama en başta dediğim gibi, Norris bir Hamilton değil. Ama şampiyon olamaz, gelişemez demek de değil.
Bu sene şampiyonluğun kaçması benim için üzücü ama kabul edilebilir. Ama cebinde 3 galibiyet ve şampiyonluk mücadelesi yaşamış bir pilot olarak seneye de benzer hatalar yaparsa benden ağır laf edecek kişi zor bulunur büyük ihtimalle.
Elinize sağlık…
Massa kadar bile olamadın Norris derken?
Massa dediğiniz pilot Ferrari’deki daha ilk yılında kimi zaman Ferrari’nin tanrısı olan Michael Schumacher’in elinden pol ve galibiyet kapıyordu, yağmurda takımına artist artist çakma Kimi gibi hareketler yaparak batırmıyordu, 2008 Spa ve 2008 Brezilya’da yağmur altında kazanıyordu ve son 2 yılın dünya şampiyonu Fernando Alonso’ya çaylak yılında ezilmeyen Lewis Hamilton ile son viraja kadar süren bir şampiyonluk mücadelesine giriyordu
Norris ise daha İtalya GP’de liderken ilk turda takım arkadaşına ve Ferrari pilotuna geçiliyor, sezonun açık ara ilk turda en çok sıra kaybeden pilotu olup anca Twitch delisi DTS’ciler sayesinde DotD şampiyonu oluyor.
Sizin yaptığınız şey tüplü Opel Astra ile BMW M3’ü kıyaslamaktan farksız.
çok beğendim yazını hocam. her kelimesine katılıyorum.
Güzel yazı , Piastrinin kumaşı daha iyi sanki.
Son cümle oldukça manidar… Yazıyı çok beğendim.. Kaybetmeyi sevmeyen sürekli mücadele eden çalışan max,eşsiz sürüşünü görmek inanılmaz… Dilerim seneye red Bull newey olmadan sana iyi bir araç verebilir.. Son iki yarıştaki kıpırdanma umarım iyi birer işarettir araç için..