McLaren, 2025 Formula 1 aracı olan MCL39’u beklenmedik bir şekilde kamuflajlı renk tasarımı ile piste çıkarıp aynı zamanda fotoğraflarını yayınlayarak büyük bir sürpriz yaptı.
Takımlar genellikle yeni araçlarını mümkün olduğu kadar geç tanıtırlar ve hatta lansmanlarda bile çoğu zaman yeniliklerini göstermekten kaçınırlar. 2026 F1 sezonunda tamamen yeni kurallara geçileceği için 2025 F1 araçlarında büyük değişiklikler olması beklenmiyordu. Ancak görücüye çıkan ilk araç olan MCL39, bu beklentileri boşa çıkarmış oldu.
Açıkçası McLaren MCL39’un fotoğrafını ilk gördüğümde, hem biraz aceleyle baktığım, hem de daha fazlasını beklemediğim için derinlemesine incelememiştim. Geçen seneki aracın neredeyse aynısı olduğunu düşünüyordum ancak bazı içerikleri okuyup derinlemesine baktığımda, durumun aslında öyle olmadığını, bazı ciddi değişikliklerin olduğunu gördüm.
Değişiklik demek her zaman beraberinde daha iyisini sağlayacağı manasına gelmiyor. Nitekim, geçen sene Red Bull’un soğutma sistemi temelli yaptığı değişiklikler, günün sonunda pek de istediği sonucu vermemişti.
McLaren’ın birazdan bahsedeceğim değişikliklerinin kesin sonuç vereceğini söylemek şimdiden zor ancak takımın son 2 senedir araca eklediği güncellemelerin büyük oranda bekleneni vermesi, 2025’teki değişikliklerin büyük ölçüde çalışacağının işareti olabilir.
Şimdi gelelim benzerliklere ve farklara…
McLaren MCL39’a burundan itibaren baktığımızda araç 2024 F1 aracıyla aynı denebilir. Zaten ilk başta bir değişiklik olmadığı yorumları da buradan kaynaklanıyor. Aracın burun, ön kanat ve arka kanat bölümleri, geçen seneki araçtan geliyor.
Ön tarafta en belirgin değişiklik, süspansiyonlarda yer alıyor. McLaren, ön tarafta çekme kollu süspansiyon yaklaşımını sürdürse de üst süspansiyonun parçasının arka kolu, anti-dive etkisini daha iyi kullanmak için geçen seneye göre daha düşük bir pozisyonda şasiye bağlanmış durumda.
“Anti dive nedir?” diye soranlar olacaktır. Geçen sene, Mercedes’in süspansiyon tasarımı nedeniyle bundan oldukça bahsetmiştik. Kelime anlamı itibariyle anti – karşı, dive – dalış manasına geliyorlar. Anti dive ise dalış karşıtı olarak Türkçe’ye çevrilebilir. Yani en basit haliyle anti dive adlı sistemin; aracın öne doğru yatmasını engelleyen sistem olduğunu ifade edebiliriz.
Bir sürücü frenleme bölgesine yaklaştığında, atalet sadece aracı ileri itmekle kalmaz, aynı zamanda aracın ön aksa doğru dalmasına neden olan bir “moment” üretme eğilimindedir. Bu nedenle yük transferi olarak tanımlanan bir durum söz konusudur. Yani frenleme esnasında arka aks “hafifler” ve ön aks yere daha fazla basar.
Yüzde olarak düşünüldüğünde %0 aracın frenleme esnasında öne yatmasını hiç engellememek manasına gelirken, %100 ise öne yatmanın sıfırlandığı ve aracın dümdüz olduğu manasına gelir. Takımlar, pist ve araç özelliklerine göre ideal dengeyi bulmak zorundadır.
McLaren, bu amaç doğrultusunda üst salıncağın arka kolunu oldukça aşağıda bir yere konumlandırmış. Ön fren kanalı da geçen seneye göre küçülmüş gibi görünüyor ancak fren kanalının pist gereksinimlerine göre değiştirilebildiğini hatırlatmak gerek.
McLaren MCL39’daki en büyük değişiklik, aracın orta kısmında bulunuyor. Bu bölümdeki değişiklikleri en basit haliyle özetlemek gerekirse; dikiz aynası kanadı, sidepod hava girişinin şekli, sidepodun genel yapısı, motor kapağı, takla barı hava girişinin yapısı değiştirilmiş.
Sidepoda önden baktığımızda, geçen sene daha çok dikdörtgen şeklinde olan hava girişinin yerini aşağı doğru indikçe daralan, üçgen yapılı bir form aldığı net bir şekilde görülüyor. Sidepod girişinin üstündeki uçak kanadı şeklindeki çıkıntı devam ederken, dikiz aynasından inen destek kolu bu sefer ortadan değil, dışarıdan bu kanada bağlanmış durumda.
Takla barı bölgesindeki hava girişine baktığımızda, geçen seneki gibi içerideki üçgen ayrımların devam ettiği görülüyor. Ancak 2025 F1 aracında hava girişi bölgesi, Mercedes’tekine benzer bir şekilde daha geniş ve oval bir yapıya sokulmuş.
Halo üzerindeki yatay kanatçıklar kaldırılırken, onun yerine halonun şasiye bağlandığı yere dikey bir kanatçık eklenmiş.
Motor kapağının üst kısmındaki bu genişlemenin aksine, alt kısmında, süspansiyonlara doğru giden şişkin bölüm bu sene inceltilmiş. Bu, karoser altındaki soğutma sisteminin yapısında bir değişiklik olduğunu işaret ediyor.
Diğer taraftan sidepod hava girişinin değişmesi, doğal olarak kola şişesi bölgesine doğru gerilerken sidepodun yan alt kısmındaki kesik ve genel olarak şekilde değişiklikleri beraberinde getirmiş.
Arka tarafta, push rod yani itme kollu süspansiyon yapısı korunurken, aerodinamik açıdan daha verimli çalışması için küçük optimizasyonlar yapılmış gibi duruyor. Ancak mevcut resimlere bakarak, o bölümü değerlendirmek pek sağlıklı olmayabilir.
McLaren, MCL39’da ön kanat, arka kanat ve taban açısından genel olarak geçen seneki parçaları kullanırken aracın orta kısmındaki değişiklikleri bu şekilde açığa çıkardı. Yapılan değişiklikleri devrim olarak nitelendirmek zor. Bunlar daha çok, geçen senelerde elde edilen verilerin ışığında yapılan evrimsel gelişim gibi görünüyor.
Yine de değişikliklerin gerçek etkisini, henüz ellenmemiş bölümlerde neler olacağını görmek için biraz daha beklememiz gerekecek.
Ancak şunu kabul etmemiz gerek… Halihazırda ufuktaki değişikliklere baktığımızda, McLaren bu değişiklikleri yapmasa bile kimse eleştirmezdi.
McLaren, 2024’te takımlar şampiyonluğunu kazanmasına güvenmek yerine şampiyonluğunu koruma mücadelesinde başta Ferrari olmak üzere rakiplerinin yükselişine cevap vermek için cesur bir adım atmış gibi görünüyor.
McLaren’ın hakkını yemişim. Her şeye rağmen bayağı değişiklik yapmış